Eski Anadolu Türkçesi

Eski Anadolu Türkçesi
توركجه Türkçe
توركي, تركي Türkī
Ana dili olanlar Anadolu Selçuklu Devleti
Anadolu Beylikleri
Dil aileleri
Varsayılan
  • Eski Anadolu Türkçesi
Yazı sistemi Uyarlanmış Arap alfabesi
Dil kodları
ISO 639-3

Eski Anadolu Türkçesi veya Eski Türkiye Türkçesi[1] Türk dilinin Oğuz koluna dayanan ve Hazar Denizi’nin batısında, Anadolu coğrafyasında 11. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar kullanılan bir tarihî yazı dilidir. Kısaltma olarak EAT kullanımı vardır.[2][3]

Adlandırma

Bu döneme araştırıcılar tarafından çeşitli adlar verilmektedir. Başlangıçta özellikle bazı Avrupalı bilginler Altosmanische (eski Osmanlıca) terimini kullandılar. Türkiye’de Eski Osmanlıca terimi Saadet Çağatay tarafından kullanıldı. Ancak bu terim yaygınlaşmadı. En yaygın terim olarak Eski Anadolu Türkçesi terimi kullanıldı. Bunun yanında, 15. yüzyıldaki Balkanlar sahasını içine almadığı için bu terime de Faruk Kadri Timurtaş itiraz etti ve 15. yüzyılın gramerini yazdığı eserinde “Eski Türkiye Türkçesi” terimini kullandı. Ahmet Bican Ercilasun ise Azerbaycan’ı dışarıda bıraktığı için bu terime de itiraz ederek, Eski Oğuz Türkçesi terimini teklif etmiştir. Günümüzde en çok kullanılan terimler ise Eski Anadolu Türkçesi ve Eski Oğuz Türkçesi adlandırmalarıdır.[4]

Tarih

Dönem

Anadolu’nun Türkleşmesi ile XIII-XV. yüzyıllar arasında bu bölgelerde Oğuzca temeline dayalı olarak kurulup gelişen yazı dilidir. Eski Anadolu Türkçesinin meydana gelişinde, Anadolu’daki birtakım ağız özelliklerinin zaman zaman metinlere girmiş olması, standart bir Eski Anadolu Türkçesinden bahsedilmesini güçleştirmektedir. Bu güçlük, gramer yazmada kendini iyice gösterir.[2] Dönem içinde, Anadolu’da ve çevresinde yazılan eserlerde farklı kelime ve ek tercihleri, ilgili eserlerin yazar ve müstensihlerinin farklı coğrafyalara ait olmasıyla alakalıdır.

Eski Doğu Türkçesinin (Eski Türkçe) devamı olarak XI. yüzyılda teşekkül etmeye başlayan Orta Türkçe devresinin şiveleri arasında Eski Anadolu Türkçesi apayrı bir yere sahiptir. Diğer şivelerde birbirine yakın bazı özellikler bulunmasına rağmen, Oğuzların bu ilk yazı dilinde, öbürlerinden bir bakışta ayrılabilecek karakteristik şekiller bulunur.[2]

Oğuz Türkçesinin en eski yazılı belgeleri bu devreye aittir. Büyük çoğunluğu Oğuz boyuna mensup olan Türkler Anadolu'ya girdikten çok sonra, 13. yüzyıldan itibaren Eski Anadolu Türkçesi, bir yazı dili olarak karşımıza çıkar. Bunun nedenini bazı Türkologlar Karahanlı Türkçesinin bir süreliğine Anadolu'da yazı dili olarak ağırlığını sürdürmesine bağlarlar. Behçetü'l-Hadaik, Kıssa-i Yusuf ve Kudûri Tercümesi gibi 13. yüzyıl öncesi bazı eserlerde Oğuz Türkçesi başka yazı dilleriyle karışık farklı şive özellikleri gösterdiği için bu eserler karışık dilli olarak adlandırılmaktadır.

Söz varlığı

Bu devrede Eski Anadolu Türkçesinin söz varlığı, kelime haznesi Klasik Osmanlı devrinin aksine yalındır ve henüz Arapça, Farsça kelimelerin ve tamlamaların az olduğu görülür. İstanbul'un fethine kadar dilde Arapça ve Farsçanın tesiri yavaş yavaş artmış ve fetihten sonra bu dillerden gelen unsurlar daha hızlı bir şekilde Klasik Osmanlı Türkçesinin yazı dilinde yer tutmaya başlamıştır. Halkın o dönemki kullanımında böyle bir yabancı söz çokluğu söz konusu olmamıştır.

Alfabe

Korunmuş Bitiş Orta Başlangıç Adı ALA-LC Harf Çevirisi Güncel Türkçesi
elif a, â a, e, â
hemze ˀ ', a, e, i, u, ü
be b, p b
pe p p
te t t
se s s
cim c, ç c
çim ç ç
ha h
ẖ, x h
dal d d
zel z z
re r r
ze z z
je j j
sin s s
şın ş ş
sad s
ﺿ dad ż, d, z
t
z
ayın ʿ ', h
gayın ġ g, ğ
fe f f
kaf ḳ, q k
kef k, g, ñ k, g, ğ, n
gef¹ g g, ğ
nef, sağır kef ñ n
lam l l
mim m m
nun n n
vav v, w, o, ô, ö, u, û, ü v, o, ö, u, ü, û
he h, e, a h, e, a
lamelif la
ye y, ı, i, î y, ı, i, î

Eserler

Eserler Oğuzcanın Karahanlıcadan ayrılmaya başladığı Selçuklu dönemi ve Köktürkçenin izlerinin kaybolup müstakil bir Anadolu Türkçesinin ortaya çıktığı beylikler dönemi olarak iki başlıkta incelenir.

Selçuklular Dönemi

Selçuklulardan kalan dil ürünleri çoğunlukla daha sonraki yüzyıllarda istinsah edilen az sayıda eserden ibarettir. Ahmed Fakih'in Çarhnâme ve Kitâbu Evsâfı Mesâcidi'ş-Şerîfe; Şeyyad Hamza'nın Yusuf ve Züleyha, Dâstân-ı Sultan Mahmud, Yunus Emre'nin Risaletü'n Nushiyye; Hoca Dehhani'nin Selçuklu Şehnamesi adlı eserleri ile bazı ayrı manzumeleri bunlar arasındadır.

Beylikler Dönemi

Gülşehri'nin Felekname, Aruz Risalesi, Mantıku't Tayr; Aşık Paşa'nın Garibname, Fakrname, Vasf-ı Hal; Hoca Mes'ud'un Süheyl ü Nevbahar, Ferhengname; Şeyhoğlu Sadrettin Mustafa'nın Hurşid ü Ferahşah, Marzubanname, Ahmedi'nin İskendername, Cemşid u Hurşid; Kadı Burhanettin'in Divan; Elvan Çelebi'nin Menakibü'l Kudsiyye, Kul Mes'ud'un Kelile ve Dimne eserleri bu dönemdeki bazı eserlerdir.[5]

Günümüzdeki kollar

Türkiye Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Türkmen Türkçesi, Gagauz Türkçesi bu yazı dilinin sonradan birbirinden ayrılarak devam eden biçimleridir.

Kaynakça

  1. Faruk Kadri Timurtaş, Eski Türkiye Türkçesi, Enderun Kitabevi, İstanbul, 322 s.
  2. 1 2 3 Gürer Gülsevin, Eski Anadolu Türkçesinde Ekler, TDK Yayınları, Ankara 2007, s. 1. ISBN 975-16-0850-3
  3. Kısaltmalar Türk Dil Kurumu
  4. Ahmet Bican Ercilasun, Başlangıçtan Günümüze Türk Dili Tarihi, Akçağ Yayınları, Ankara 2010, s. 429-430. ISBN 978-975-338-589-3
  5. 13-15. YY. Türk Edebiyatı, Açıköğretim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı

Ek okumalar

This article is issued from Vikipedi - version of the 11/29/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.