Heisei dönemi

Heisei dönemi (Japonca: 平成), Japonya tarihinde günümüzde devam eden dönemdir. Heisei dönemi 8 Ocak 1989'da İmparator Hirohito'nun ölümünden bir gün sonra oğlu Akihito'nun tahta geçmesiyle başlamaktadır.

Tarihçe

1989 yılı Japonya tarihindeki en hızlı ekonomik büyümesinden birinin doruk noktasıydı. Japonya Bankası güçlü bir yen ile ABD doları karşısında değerli bir döviz kuruyla faiz oranlarını düşük tuttu ve Tokyo emlak değerlerini o yıl %60 artıran bir yatırım patlaması yarattı. Yeni Yıldan kısa bir süre önce Nikkei 225 39,000 rekor seviyesine ulaştı. Ancak 1991 yılında 15,000'e düşmesi balon ekonomisinin sona erdiği anlamına geliyordu. Daha sonra Japonya 10 yıldan fazla fiyat deflasyonu ve büyük ölçüde durgun GSYİH'dan oluşan Kayıp Onyıl'ı yaşadı ve Japon bankaları kötü borçlarını gidermek için mücadele ederken diğer sektörlerdeki şirketler yeniden yapılanmaya çalıştı.

1988'deki Recruit skandalı 38 yıldır iktidarda bulunan Liberal Demokrat Parti'ye (LDP) kamuoyundaki güvenini zedeledi. 1993'te yapılan seçimlerde Morihiro Hosokawa liderliğindeki bir koalisyon LDP iktidarına son verdi. Ancak koalisyon kendisini oluşturan partilerin sadece LDP'yi iktidardan indirmek için toplandıklarından ve hemen her sosyal konuda ortak bir görüşleri bulunmadıkları için çöktü. LDP 1994 yılında Japonya Sosyalist Partisi'nden Tomiichi Murayama'nın başbakan seçilmesine yardım etmesiyle hükümete geri döndü.

1995 yılında Kobe'de 6.8 şiddetinde bir deprem yaşandı ve Tokyo metrosunda Aum Shinrikyo tarafından sarin gazı ile terör saldırıları gerçekleştirildi.

Bu dönemde Japonya askeri bir güç olarak yeniden gündeme gelmiştir. 1991 yılında Japonya Körfez Savaşı için milyarlarca dolarlık ABD doları sözü verdi ancak Japonya Anayasası ülkenin savaşa katılmasını engelledi. Japonya İran tarafından sadece para taahüt ettiği için eleştirilmiştir. Ancak savaştan sonra yeniden yapılanma çabalarının bir parçası olarak mayın tarama gemisi gönderildi. 2003'te Irak Savaşı sonra Başbakan Junichirō Koizumi'nin kabinesi BM'nin yaptırımı olmaksızın II. Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük denizaşırı birliklerin konuşlandırması olan Irak'ın yeniden inşasına yardım etmek için yaklaşık 1000 askerle Japonya Öz Savunma Kuvvetleri'ni göndermeyi planladı. Birlikler 2004-2008 yılları arasında görev yapmıştır.

1998 yılında Japonya Nagano'da Kış Olimpiyatları'nı ve 2002 yılında Güney Kore ile birlikte 2002 FIFA Dünya Kupası'nı düzenlemiştir.

Ağustos 2009'da Japonya Demokratik Partisi (DPJ) seçimlerde 308 sandalye kazanarak ilk kez LDP'nin 50 yıl süren siyasi egemenliğine son verdi.

11 Mart 2011'de Japonya tarihinde kaydedilmiş en güçlü depremini yaşadı ve deprem ile sonrasında oluşan tsunami sonucunda Honshū'nun kuzeydoğusundaki yerler ağır zarar gördü.[1] Tsunami ayrıca Fukuşima Daiichi Nükleer Santrali'ni de etkilemiş olup soğutma sistemlerinde yaşanan ciddi sorunlar radyoaktif sızıntıya yol açtı.[2]

Aralık 2012 seçimlerinde Japonya Demokratik Partisi seçimleri kaybetti ve Shinzō Abe önderliğindeki Liberal Demokratik Parti yeniden iktidara geldi.

Kaynakça

  1. Martin Fackler, Kevin Drew: Devastation as Tsunami Crashes Into Japan. The New York Times, 11 Mart 2011
  2. K.N.C., H.T., A.N.: Containing the nuclear crisis
Önce gelen:
Shōwa
Japon dönemi
1989-günümüze
Sonra gelen:
Sonra gelen yoktur.
This article is issued from Vikipedi - version of the 12/9/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.