Emek değer teorisi

Emek-değer teorileri heteredoks ekonomik değer teorileridir. En çok Marksist ekonomiyle anılmakla birlikte Adam Smith ve David Ricardo gibi klasik ekonomi teorisyenlerine de temel oluşturur.

Tanımlar ve yaklaşımlar

Bu teoriler özellikle dış ticaret açısından ekonomik ilişkiler konusunda temel dayanak noktasını oluşturur. Kısaca, klasik liberal tezlere göre bir üretim maliyetinin o üretim için harcanan emeğe eşit olduğunu ifade eder. Bu teorinin içeriğini oluştururken emek homojen bir değer olarak kabul edilmiş, yani her işçinin ortaya koyduğu emeğin aynı nitelik ve niceliğe sahip olduğu farzedilmiştir. Ayrıca doğal kaynakların doğanın insanlara bir bağışı olarak düşünülmesi ve bunları elde etmek için emek harcanmadığı varsayılmıştır. Sermaye biriktirilmiş üretim aracı yani emek demektir. Sermayeyi yaratan emek olduğu için emek ile ölçülmesi gerektiği düşünülmüştür.

Genel anlamda teorinin ortaya koyduğu ise:

Emek fazla ise maliyet fazla olur ve fiyat fazla olur.
Emek az ise maliyet az olur ve fiyat az olur.

Karl Marx

Genel kanıya karşın [1] Karl Marx, kendi emek değer teorisini yalnizca "emeğe doğaüstü bir güç yüklemek" dediği üzerine kurmaz. Bu konuda Gotha Programı'nın Eleştirisi kitabında şöyle der:

Emek, bütün zenginliğin kaynağı değildir. Doğa da, tıpkı, bir doğa gücünün, insan emek-gücünün deyimlenmesinden başka bir şey olmayan emek gibi kullanım-değerlerinin (ve kuşkusuz maddi zenginlik de bu değerlerden meydana gelir!) kaynağıdır.[2]

Marx, toplumsal olarak gerekli emek zamanı kavramını kullanarak yeni bir toplumsal bakış açısı getirir ve neoliberal ekonomistlerden ayrılır. Çoğu ekonomist yalnızca bireyler üzerinden tartışırken Marks toplumun bütününün penceresinden bakar. Toplumsal üretim karmaşık ve bileşik bir emek gücüyle yapılır ve bu emek birimi hayatta kalmak ve servet edinmek için birbirine ihtiyacı olan çok farklı emekçi insanlardan oluşur.

Sömürü

« "İşçi ne kadar çok zenginlik üretirse, üretiminin gücü ve büyüklüğü ne kadar artarsa, kendisi de o kadar yoksullaşır. Ne kadar çok meta üretirse, kendisi de bir meta olarak o kadar ucuzlar. Şeyler dünyasının değerinin artmasıyla doğru orantılı olarak insanların dünyası değersizleşir. Emek sadece meta üretmekle kalmaz, aynı zamanda, genel olarak meta ürettiği oranda kendini ve meta olarak işçiyi de üretir." »
( Karl Marx, Economic and Philosophic Manuscripts, 1844 [3])

Marks kendi emek değer teorisinde emek gücü ve emek arasında ayrım yapar. Emek gücü işçinin çalışma gizilgücü ya da yeteneğidir. Emek ise asıl değer üretme eylemidir. İşçiler emek güçlerini kiraya vermenin bedelini ödemek için yeterli olandan çok çalıştıkları zaman kâr elde etme ya da artı ürün meydana gelir.

Kaynakça

  1. cf E F Schumacher, Small is Beautiful, Pt 1, ch 1.
  2. Critique of the Gotha Program 26 Aralık 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. ch 1
  3. Knowledge and Postmodernism in Historical Perspective, by Joyce Oldham Appleby, Routledge, 1996, ISBN 0-415-91383-7, pg 169
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.