Aslı Omağ

1984 yılında M.S.Ü. Devlet Konservatuvarı Opera ve Sahne Sanatları Bölümüne girdi. Çalışmalarına Dr. Saadet İkesus Altan ile 1993 yılına kadar devam etti. 1994 yılında önce Devlet sanatçısı Sayın Ayhan Baran ve daha sonra Sayın Cemalettin Kurugüllü ile sürdürdü. Aynı yıl “pekiyi” derece ile okuldan mezun oldu. 1991 yılında İstanbul Beyaz Güvercin Şarkı Yarışması’nda sözleri kendisine ait olan “Sadece” adlı parça ile finale kaldı. 1992 yılında Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye finaline “Son bir defa” adlı eserle katıldı. 1993 yılında Fahir Atakoğlu’nun “12 Mart” adlı televizyon belgeseli için bestelenen jenerik müziğindeki ünlü soprano solosunu seslendirdi. 1995 yılında 2. Uluslararası Caz Festivali’nde Fahir Atakoğlu ile birlikte konser veren sanatçı aynı konseri 3.Uluslararası Caz Festivali’nde ve birçok kez tekrarladı. 1995 yılında kurucularından biri olduğu “Grup Turkuaz” adlı müzik topluluğu ile 1998 yılına kadar bir ok konserler verdi. 1996 yılında yapılan “Altın Mikrofon Şarkı Yarışması”nda ikincilik ödülü aldı.2002 yılında Ferhat Göçer ile “Q Club” da aynı sahneyi paylaştı. 2003 ile 2004 yılları arasında Caz ve blues ustası Kiisa Brown, İlham Gencer, Aşkın Arsunan, İmer Demirer, Şenova Ülker, Atilla Şereftuğ gibi önemli isimlerle “Q Club” da aynı sahneyi paylaştı. 2003 yılından bu yana Grup Rapsodi ile sahne çalışmalarını sürdürmektedir. Otogargara, Burası Törkiye, Kadınlık Bizde Kalsın, Son Kumpanya gibi özel tiyatroların müzikal oyunlarıyla birçok ünlü sanatçının albümündeki soprano partilerini seslendirdi. Halen bu çalışmalarını sürdürmekte olan sanatçının repertuvarında 16 adet komple müzikal eser bulunmaktadır.

Croma Triplet 2003 yılı haziran ayında kuruldu. Amacı oda müziğine farklı bir yaklaşımla bakmaktır. Yani insan sesi, bir tahta nefesli, bir yaylı ve bir piyano ile değişik bir üslupla klasik ve modern eserleri yorumlamayı hedeflemişlerdir. Grubu kuran Aslı OMAĞ ve Simten Deniz ŞENPOLAT’tır. Zaten ikili olarak çalışmalarını sürdürürken müzikal açıdan artık sığ kaldıklarını fark edip bunu biraz daha genişleterek yani bir iki enstrüman katarak yolumuza devam edelim dediler, Viyolonsel çalan arkadaşımız Gözde’yi aralarına aldılar. Ve üç kişi olarak konserler vermeye başladılar, zaten adlarını da bu şekilde almış oldular “Cromatriplet” müzik terimi olarak “sekizlik üçleme” anlamında. Onlar da üç kadın olarak kuruldukları için bu adı uygun gördüler. Daha sonra yaptıkları müzikte eksiklik olduğunu fark ederek bir tahta nefesli almaya kara verdiler ve grubun tek erkeği Evrim’i aralarına aldılar. Neden viyolonsel ve klarnet diyecek olursanız, soprano sesine en yakın iki enstrüman viyolonsel ve klarnettir. Bu diğer ses renklerinde de farklılık gösterir. Programlarında klasik, modern, müzikaller ve günümüz eserleri bulunmaktadır. Bu eserleri seyirciye sunarken orijinalliğini bozmadan müzikalitesini ön planda tutarak kendimize özgü yorumumuzla sunuyorlar. Örneğin; Beethoven’ın “ay ışığı” Sonatı piyano için yazılmıştır. Biz bunu grubumuza uyarlayarak yeniden orijinalini bozmadan yeniden uyarlıyorlar. Bugüne kadar yaptıkları projeler; “Türkülerimiz”, “Şarkıların gizemi”, “Derdimiz var” başlıkları altında İstanbul içi ve dışı ayrıca yurtdışı konserleri verdiler. Yeni projelerimiz; Müzik çok geniş bir yelpazeyi kapsıyor ve müzik evrensel kısaca herkesin anlayabildiği tek anadil diyebiliriz. Bu nedenle birçok yapılabilecek projeler var sadece biraz cesur olmak ve konu üzerinde iyi donanımlı olmak gerekiyor. Bu doğrultular içerisinde birçok denenmemişi de yapabilmek için cesaret gerekiyor. Bu cesaretten ve donanımlarımızdan yola çıkarak, yeni ve daha önce hiç denememiş bir projeye imza atmak istiyorlar.