Bozkurt (mitoloji)

5 Aralık 1927 tarihinde dolaşıma çıkarılmış 5 Türk Liralık banknotu.

Bozkurt - Türk, Moğol ve Altay mitolojisinde kutsal hayvan ve ulusal sembol. Bozkurt (Boskord, Pusgurt) olarak da söylenir. Bozkaskır, Çalkurd sözcükleri yine aynı anlama gelir. Moğollar Börteçine (Börteşına, Börtöşono) derler. Gökkurt veya “Gökbörü / Kökbörü” tabiri de yine niteleyici olarak kullanılır.

Türk Mitolojisindeki Yeri ve Önemi

Yol gösterici, kutlu kurt, tüm Türk ve Moğol boylarının ortak ongunudur. Bazı Türk ve Moğol boyları, soylarının bu kutlu varlıktan türediğine inanırlar. Çoğu zaman soyun bir kolu Gökkurt’tan, diğer kolu ise Gökgeyik’den gelmektedir.[1] Kurt sürülerinin başında bulunup idare eden kurtlara da Gökkurt denilir. Kaskır ve Börü kelimeleri de değişik lehçe ve şivelerde kurt demektir. Bozkurt gökyüzünü temsil eder. Alageyik ise yeryüzünün simgesidir. Göktürklerin gök (mavi) bayraklarında kurtbaşı resmi vardır. Savaşçılığı ve savaş ruhunu, özgürlüğü, hızı, doğayı temsil eder. Türk ulusunun başına bir iş geldiğinde, bir tehdit belirdiğinde ortaya çıkar ve yol gösterir. Çadırların önüne tepesinde altından kurtbaşı bulunan direkler dikilir. Savaş Ruhu (Tanrısı) kurt görünümüne bürünür. Altıncı yüzyıla ait bir taş anıtta kurttan süt emen bir çocuk betimlenmektedir. Erenler, evliyalar zaman zaman kurt kılığına girerler. Bozkurda “Gök Oğlu” da denir. Halk kültüründe Bozkurt dişinin cepte taşınmasının nazardan koruyacağına inanılır. Yakut metinlerinde Bosko olarak bahsedilir. Kırgızlarda, bozkırda gezerken kurt görmek uğurdur. Rüyada kurt görmek de yine hayra yorulur. Hamile kadının nazardan korunması için yastığının altına kurt dişi veya derisi koyulur. Kurdun koyun sürüsüne dalması veya ahıra girmesi bereket sayılırdı. Başkurt rivayetlerine göre kurt onların atalarının önüne düşerek yol göstermiştir. Bu nedenle kendilerine başlarında kurt bulunan anlamına gelen Başkurt denmiştir. Hilal taktiği (veya Turan/Türk taktiği) adı verilen yarım çember ile düşmanı ortaya alıp çemberi kapatma stratejisinin kurtlardan görülerek ilk defa Türkler tarafından uygulanmıştır.

Bozkurt, Türklerin ulusal sembolüdür. Tarih öncesi dönemlerden beri Türklerce kutsal sayılmıştır. Bozkurt'un kutsal sayılmasının ve Türklerin ulusal sembolü olmasının en önemli nedeni, Türklerin bir bozkurtun soyundan geldiklerine inanmalarıdır. Bozkurt, bugün Türk milliyetçiliğinin sembolüdür. Atatürk tarafından da ulusal sembol ilan edilmiş ve birçok yerde kullanılmıştır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türk Parası üzerine Bozkurt resimleri basılmıştır.

Kao-ch'e'nin yaratılış destanı

Türeyiş Destanı adıyla bilinen hikâye aslında Kao-ch'e'nin yaratılış destanıdır. Çin vakayinamelerinden Vey Kitabı[2] ve Kuzey Hanedanlar Tarihi[3] 'nde yer almaktadır. Bu destanda erkek kurt rol oynamaktadır.

Hiung-nu tanyusunun güzel iki kızı varmış. Tanyu onları Tanrı'ya sunmaya karar vermiş. Ülke sınırı üzerinde yüksek bir kule yaptırmış ve Tanrı'dan kızlarını kendisine eş olarak alması için yalvarmış. Onları götürüp kuleye bırakmış. Yaşlı bir kurt kulenin dibindeki mağaraya yerleşmiş. Kızlardan biri kurtun Tanrı olduğunu zannetmiş. Ablasının karşı çıkmasına rağmen kuleden inmiş. Kurdun karısı olup çocuğunu doğurmuş.

Aşina'nın yaratılış destanı

Bogda Dağı ve T'ien-ch'ih

Bozkurt Destanı adıyla bilinen hikâye aslında Aşina'nın yaratılış destanıdır. Çin vakayinamelerinden Chou Kitabı[4], Kuzey Hanedanlar Tarihi[5] ve Sui Kitabı[6] 'nda yer akmaktadır. Bu destanlarda dişi kurt rol oynamaktadır.

Destan 1

Ülke, komşu ülke tarafından yok edilir. Bu kıyımdan sadece 10 yaşlarında bir oğlan sağ kalır. Askerler küçük olduğundan onu öldürmeye kıyamaz ve ayaklarını (Sui Kitabı 'nda kollarını da) keserek bataklık bir yere bırakır. Orada bir dişi kurt çocuğu etle besler. Çocuk ergenlik çağında(13-14 yaşında) kurtla birlikte olur ve küçük çocuk kurdu hamile bırakır.Komşu ülke yeniden adamları göndererek onu öldürtmek ister. Adamlar kurdu da öldürmek ister. Kurt Karahoca ülkesindeki Kuzey Dağı'na (Sui Kitabı 'nda Karahoca'nın kuzeybatısına) kaçar. Dağda bir mağaranın içinde çayırlarla kaplı ve yüzlerce mil genişliğinde dört tarafı dağlarla çevrili bir düzlük var. Kurt mağaranın içine saklanır ve on erkek çocuk doğurur. On erkek büyür. Dışarıdan kız alıp evlenirler ve eşlerini hamile bırakırlar.Bundan sonra her biri bir soy sahibi olur. Bunlardan biri de Aşina'dır. Bunların oğulları ve torunları çoğalır. Birkaç nesil geçtikten sonra mağaradan çıkarlar. Daha sonra Cücenlere demirci olurlar.

Destan 2

Türkler önce Hiung-nu'nun kuzeyindeki Şu ülkesinden çıkmıştır. Kabilenin büyüklerinden Abangbu onyedi kardeşinin biriydi. Bunlardan biri Yizhinishidou kurttan doğmuştur. Bangbugiller kötü huylu oldukları için ülkesi yok edildi. Nishidou rüzgârları ve yağmurları çağırabilirdi. Yaz tanrısının kızı ve kış tanrısının kızı olmak üzere iki eşle evlendi. Dördüz erkek çocuğu doğdu. Bunların biri Baihong (büyük beyaz kuş) oldu. Başka biri ise Afushui (nehir) ile Jianshui (nehir) arasında Qigu adını aldı. Başka biri ise Chuzheshui (nehir)'de. Diğeri Jiansichuzheshishan (dağ)'da ikamet etti ve bu kişi Daer'dir. Dağın tepesindeki Abangbu'nun kabilesinde soğuk çiy vardı....

Vusun ile ilgili destan

Çin vakayinamelerinden Shi-chi[7] ve Han Kitabı[8] 'nda yer alan Vusun ile ilgili destanda karga ve dişi kurtun bir çocuğu beslediği aktarılmaktadır.

Vusun kralı Kun-mo (昆莫)'nun babası Hiung-nu tarafından saldırıya uğramış ve öldürülmüş. Kun-mo bırakılmış. Karga etle ve kurt ise sütle beslemiş. Hiung-nu tanyusu Kun-mo'nun Tanrı olduğunu zannederek yanına alıp büyütmüş.

Ergenekon destanı

Ergenekon Destanı adıyla bilinen hikâye Göktürk destanıdır. Komşuları tarafından tuzak kurularak yok edilen Türklerden geriye kalan birkaç kişinin saklanmak için dağlık bir alanda yol araması ile başlar. Dağların arasında gizlenmiş bir ova bulan bu Türkler, oraya yerleşir ve çoğalır. Yüzyıllar sonra oraya sığmaz hale gelince, çıkmak isterler. Ancak çıkışı bulamazlar. Bunun üzerine çevredeki dağların demir madeninden yapıldığını farkederler ve demiri eriterek çıkarlar. Çıkışta kendilerine Börte Çene adında bir erkek kurt rehberlik eder.

Türk topluluklarında Börü (Bozkurt)

Börü (Kurt)

Tuva Türklerinde

Kam algışları (şaman duaları) içinde "Kök börü" ve "Kuğu börü" ( doru (kuba) renkli kurt) şeklinde kurt tanıtması bulunur. Tanrı'nın habercisi olarak eski Tuva sözlü geleneğinde bozkurt bulunurdu.[9]

Kırgız Türklerinde

Eski Kırgız Türkleri büyük kahramanlardan, bahadırlardan, "börü" veya "Kök börü" olarak adlandırırlardı. Kazak, Kırgız ve kurt kardeştir şeklinde bir de halk arasında söz vardı. Kurt, büyüklük yiğitlik manalarındadır. Destanlarda bahadırlar için "gök yeleli kurt" deyimi kullanılmıştır. Manas Destanında Manas Han, kurt gözlü, kır bıyıklı (Börü közdüü, ku murut) olarak tarif edilir. Manas atamızın okları için de "börü tildü, çal yıba " (kurt dilli kır ok) denilir. Manas'ın oğullarına Kökbörü sultanım diye hitap edilirdi.[9]

Kıpçak Türklerinde

Kıpçak Türkleri veya Kumanlarda bozkurdun önderlik rolü II. yüzyıl ortalarına kadar gitmektedir. Kurttan yardım istendiğine dair kayıtlar bulunmaktadır.[10]

Dipnotlar

  1. Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt, Türkiye, 2011, (OTRS: CC BY-SA 3.0)
  2. Vey Kitabı, Cilt 103
  3. Kuzey Hanedanlar Tarihi, Cilt 98
  4. Chou Kitabı, Cilt 50'nin başlangıç kısımı Chou Kitabı, Cilt 50
  5. Kuzey Hanedanlar Tarihi, Cilt 99'nin başlangıç kısımı Kuzey Hanedanlar Tarihi, Cilt 99
  6. Sui Kitabı, Cilt 84'ün başlangıç kısımı Sui Kitabı, Cilt 84
  7. Shi-chi, Cilt 123
  8. Han Kitabı, Cilt 61
  9. 1 2 Altan Deliorman, Türk Kültüründe Bozkurt, s. 78
  10. Altan Deliorman, Türk Kültüründe Bozkurt, s. 77

Ayrıca bakınız

This article is issued from Vikipedi - version of the 1/6/2017. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.