II. Yakub Bey

II. Yakub Bey 1387-1390, 1402-1411 ve 1413-1428 tarihleri arasında üç defa Germiyanoğulları Beyi oldu.

Kimliği

Dedesi Çahşadan Mehmed bin Yakub, annesi Germiyan emirlerinden Mübarizüddin Umur bin Savcı'nın kızı[1], babası Süleyman Şah, eniştesi I. Bayezid ve kardeşi Devlet Şah Hâtûn'dur. Dayısı I. Yakub Bey'in emirlerinden Yakub Bey bin Umur'dur.

Yaşamı

Babası Süleyman Şah öldükten sonra 1387'de hükümdarlığa geçen II. Yakub Bey 1390 yılına kadar ülkeyi hiçbir savaşa sokmadan idare etti. Osmanlı Devleti'nin 1389'da Haçlılarla yaptığı I. Kosova Savaşı'na giden Osmanlı padişahı I. Murad'a diğer Anadolu beyleri gibi yardımcı asker gönderdi. Başta Karamanoğulları olmak üzere, I. Murad'ın bu savaşta ölmesinden yararlanmak isteyen diğer Anadolu beyleri gibi Yakub Bey de harekete geçti ve ilk olarak kız kardeşinin çeyizi olarak Osmanlı topraklarına katılan yerleri istilaya başladı.[2] Yıldırım Bayezid Rumeli işini yoluna koyduktan sonra hızla Anadolu'ya geçti. Saruhan, Aydın ve Menteşe taraflarındaki olayları yatıştırdıktan sonra Karamanoğulları'nın üzerine yürüdü.

Eniştesinin iyi niyetlerle gelmediğini anlayan Yakub Bey, Yıldırım Bayezid'i bir takım hediyelerle karşıladı. Ancak Yıldırım onun bu hareketini samimi bulmadı ve kumandanı Hisar Bey ile birlikte tutuklatarak Rumeli'de İpsala Kalesi'ne hapsettiği gibi bütün Germiyan topraklarını da Osmanlı Devleti'ne kattı (1390).[3][4][5][6][7]

Emir Timur ile ilişkileri

Timurlenk'in 1392 ile 1396 yılları arasında Irak, Diyarbekir, Mardin taraflarını zapt edip batıya doğru harekete geçtiği anlaşılınca memleketleri Osmanlılar'ın eline geçen Anadolu Beyleri Timur'ın yanına gelerek memleketlerinin geri verilmesini istirham ettiler. Bu sıralarda Yakub Bey de bir çaresini bulup İpsala'dan bir hile ile kıyafet değiştirerek[8] Şam taraflarına[9] ve oradan da Timur'un yanına kaçtı (1399-1400).[10][11] Yakub Bey, Yıldırım Bayezid'den şikayetçi oldu ve Timur'da onu teselli ederek memleketlerini iade edeceğini vadetti.

Timur Anadolu'ya geldiğinde Yakub Bey de beraberinde idi. Ankara Savaşı'nda Yıldırım'ın askerleri dağılmasına rağmen, kendisi vazgeçmedi ve Yakub Bey'in göstermesiyle esir edildi.[12] Timur, Anadolu Beyleri'nin memleketlerini kendilerine iade ettiği sırada Osmanlılar'a çeyiz olarak verilen yerler de dahil olmak üzere Germiyan memleketlerini de Yakub Bey'e iade etti. Yakub Bey'in ikinci hükümeti 1402 senesinde başlar. Ankara Savaşı'ndan sonra Timur Kütahya'ya gelmiş, ahalisine dokunmamış, yalnızca kurtuluş parası almış ve bir müddet orada kalmıştır.[13][14][15] Timur, Kütahya'da bulunduğu sırada Sarı Timurtaş Paşa'yı esir etmiş ve Kütahya Kalesi'nde toplanmış hazinelerine de el koymuştur.[16] Daha sonra Timur'un adamları Bursa'yı yağmalamış; Seyyid Mehmedi Buharî, Molla Şemsüddin-i Fenari ve Mehmedi Cezerî gibi yüksek alimleri esir ederek Kütahya'ya getirmişlerdir. Bu kişiler ilim ve faziletlerinden dolayı hoş tutulmuşlardır.

Yıldırım Bayezid'in 1402 senesi Şaban ayında Akşehir'de vefatı üzerine naaşı Timurlenk tarafından oğlu Musa Çelebi ile beraber kayın biraderi Yakub Bey'e teslim edilmiştir. Yıldırım'ın naaşı sonradan kardeşi İsa Çelebi'ye karşı zafer ilan eden Çelebi Mehmed tarafından istenmiş, Yakub Bey de Musa Çelebi ile beraber cenazeyi göndermiştir.

Fetret Devri

Osmanlı şehzadelerinin mücadeleleri esnasında Yıldırım'ın büyük oğlu Emir Süleyman Çelebi, İzmir Beyi Cüneyd Bey'i yola getirmek istedi. Cüneyd Bey telaşa düşerek Konya ve Kütahya'ya kadar gelip Karaman ve Germiyanoğulları'ndan yardım istedi. Karamanoğulları otuz bin, Yakub Bey de on bin kişilik bir kuvvetle Cüneyd'e yardım ettiler. Cüneyd Bey'in de beş bin kişilik kuvveti vardı.
Emir Süleyman Çelebi Ayaslug'a (Selçuk) kadar sokuldu. Cüneyd, müttefikleri Karaman ve Germiyanoğulları'nın kendisini Emir Süleyman'a teslim edeceklerini zannederek geceleyin gizlice Emir Süleyman'a sığındı. Bu vaziyet üzerine Karaman ve Germiyan kuvvetleri telaşa düşerek bozuk düzenle geri çekildiler.[17]

Yakub Bey memleketini kurtardıktan sonra şehzadeler mücadelesinin sonlarına doğru kız kardeşinin oğlu olan Mehmed Çelebi'yi destekleyici vaziyet almıştır. Şehzadeler mücadelesinin başlangıcında Yakup Bey, Karamanoğulları ile müttefik hareket etmiş; Eylül 1410'da Karamanoğlu Nâsıreddin Mehmed Bey'in ittifakından ayrılarak askerleri ile Çelebi Mehmed'e katılmıştır.[18]

Yakub Bey'in Karamanoğulları ittifakından ayrılıp Osmanoğulları tarafını tutmasından dolayı Karamanoğlu Nâsıreddin Mehmed Bey, Germiyan memleketlerine saldırmış ve 1410 yılının son yarısında ilk saldırılarında bazı Germiyan şehirlerini kuşatarak yakmış[19] sonra da çekilmiştir.

Karaman İstilası

Karamanoğlu Nâsıreddin Mehmed Bey 1411 tarihinde tekrar mühim bir kuvvetle Yakub Bey üzerine yürümüş, bütün Germiyan memleketlerini elde etmiş ve Yakub Bey de kaçmıştı.[20] Yakub Bey Karaman İstilası sebebiyle iki buçuk sene kadar memleketinden ayrı kalmak suretiyle ikinci defa hükümetinin başından ayrı kalmıştır.

I. Mehmed, kardeşleri ile ilgili sıkıntıları bertaraf ettikten sonra 1413'te hükümeti eline aldı, 1414 tarihinde Karaman oğlunu mağlup ederek istila edilen Germiyan topraklarını kendisine bağlılık gösteren dayısı Yakub Bey'e verdi.[21][22] Kardeşi Musa Çelebi'ye karşı galip gelen Çelebi Mehmed'in kendisinin üzerine geleceğini bilen Karamanoğlu Nâsıreddin Mehmed Bey, Bursa kuşatmasını kaldırarak çekildi ve işgal ettiği Germiyan taraflarını da tahliye etti. I. Mehmed Karamanoğulları'nın üzerine giderken Yakub Bey'den yardım istedi ve Yakub Bey'de tahıl ve mühimmat yetiştirerek ordu güzergahında hazır etti.

İstiladan sonra

Yakub Bey, Osmanlı Devleti himayesinde 1421'de Çelebi Mehmed'in vefatına kadar şikayetsiz, sakin bir dönem geçirmiştir.

I. Mehmed'in oğlu II. Murad zamanında Mustafa Çelebi biraderine isyan etti (1422). Bursa'yı alamayan Şehzade Mustafa, muhasarayı kaldırarak İznik'i kuşattı. Şehzadeyi elde etmek için bir oyun ile İznik teslim oldu ve şehre giren Mustafa, biraderinin kuvvetleri gelinceye kadar orada avutuldu. Sultan Murad; Rumeli işleri ile meşgul olduğundan Anadolu'ya gelinceye kadar Mustafa Çelebi'nin ve taraftarlarının ayartılmasını gizlice emrederek şehzade emrindeki bazı kişileri de elde ederek Şehzade Mustafa'nın arzusunu yerine getirmeyi uygulamaya koydu. Vaziyeti gören ve bu işte bir hile olduğunu sezen Germiyan ve Turgutoğulları, şehzadeyi alıp götürmek istemişlerse de Mustafa'nın veziri Şarapdar İlyas buna mani oldu. Nihayet II. Murad Anadolu'ya geçerek kardeşini yakalayıp öldürmüş ve sorunu ortadan kaldırmıştır. Yakub Bey, Osmanlı himayesinden kurtulmak için Şehzade Mustafa Çelebi'nin tarafını tutmuştur. Doğal olarak bu vaziyet II. Murad'ın gücenmesine sebep olmuştur. Fakat sonraları iki hükümet arasındaki hoşnutsuzluk ortadan kalkmıştır.

1424 senesinde II. Murad, İsfendiyar Bey oğlu İbrahim Bey'in kızı ile izdivaç edeceği zaman gelini getirmek için giden heyette Elvan Bey Şerafettin ve Reyhan Paşalar ile kadınlardan veziri azam Çandarlı Halil Paşa'nın eşi Daya Hatun, ve diğer kadınlarla birlikte Yakub Bey'in eşi Paşa Kerime Hanım da vardı.[23]

Son yılları

II. Yakub Bey'in Kütahya'daki Çini Müzesi'nde Bulunan Kabri

II. Murad, Yakub Bey'in eşine "Şah Ana" diye hitap edermiş. Yakub Bey bundan sonra vefatına kadar Osmanlılar'la iyi münasebet içerisinde olmuştur. Yakub Bey'in erkek evladı olmadığından vefatından sonra memleketini kız kardeşinin torunu II. Murad'a vasiyet etmek üzere 1427 senesinde Edirne'ye hareket etti.[24] Yakub Bey'in geleceğini haber alan II. Murad, Bursa muhafızı Yahya Bey ile Kadı Mehmet Şah Efendi'ye emir göndererek ikram ve ağırlamada kusur edilmemesini tavsiye etti.[25] Yakub Bey Bursa'da fevkalade karşılandı ve kendisine hürmet gösterildi. O zaman oldukça yaşlı olarak hayatta olan Yıldırım Bayezid'in damadı Şeyh Şemsettin Mehmet Bin Aliyyülhüseynî'yi ziyaret etti[26] ve kendisi ile görüştü.[27] Bursa'dan hareket eden Yakub Bey, gemi ile Gelibolu'ya geçirildi, orada da şatafatlı bir karşılama yaşandı. Yakub Bey o sırada Ergene Nehri üzerinde köprü yaptırmakta olan II. Murad'ı Ergene kenarında ziyaret etti.[28] Padişah, Yakub Bey'e hürmet gösterdi. Yakub Bey, Murad'ın elini öpmek istediyse de genç padişah izin vermedi, öpüştüler ve tokalaşarak sarıldılar. Sultan Murad, Yakub Bey'i kendisinin misafiri olmak üzere Edirne'ye gönderdi ve kendisini eğlendirmek için şair ve sohbet ehli gönderdi.[29] Yakub Bey'in Edirne'deki ikameti esnasında şenlikler yapıldı, her gün ziyafetler verildi. Tabip, âlim ve şâir olan eski arkadaşı Şeyhî Sinan'la da görüştü ve her isteğinin yerine getirilmesi emredildi. Yakub Bey, kendisine gösterilen misafirperverliğe ve ikrama karşı çok memnun kaldı.[30]

Yakub Bey bir ay kadar Edirne'de kaldı.[31] Memleketine dönme arzusuyla izin istedi ve yol masrafları fazlasıyla verilerek saygıyla uğurlandı. Fakat Yakub Bey eli çok açık biri olduğu için elindeki parayı, II. Murad'ın kendisine tahsis ettiği askerlere bağışladı ve Gelibolu'ya vardığında parası bittiğinden padişahtan para isteme mecburiyetinde kaldı. Bunun üzerine II. Murad: "Hüdâ bize birader verdiki ölkesinin hasılatından fazla bizim memalikimizin varidatı dahi harcına yetişmez" diyerek Yakub Bey'in yardımseverliğine değinerek istenilen parayı gönderdi.[32] Yakub Bey; Edirne seyahatinde vefatından sonra memleketinin Osmanlı mülküne katılmasını vasiyet etti.[33] Kütahya'ya vardıktan bir yıl sonra (1428) seksen yaşını geçmiş olarak vefat etti.

Yakup Bey, hastalığı zamanında ve hayatının son deminde Sultan Murad'a bir vasiyetname göndererek sözlü vasiyetini teyit etmiştir.[34] Yakub Bey'in vefatında Germiyan Eyaleti Umur Bey oğlu Osman Bey'e verildi.

Yakub Bey'in kabri Kütahya'da yaptırdığı imaret mescidi içinde mihrap tarafında olup yanında hanımı medfundur. Kabri çinilerle bezenmiştir, kitabesi yoktur.

II. Yakub Bey'in Parası ve Çelebi Lakabı

Yakub Bey'in 1406 tarihli gümüş parası mevcuttur. Bir tarafında "Kelimei Şehadet" diğer tarafında ise "Yakub bin Süleyman Hallede Milkehu" ibaresi bulunur.[35] Yakub Bey'in diğer senelerde bastırdığı paraları olması tabii ise de bulunamamıştır.

Yakub Bey'e Kütahya'da Yakub Han Çelebi denirdi. 1421 tarihli vakfiyesinde Yakub Bey'e "Çelebi" ünvanı verilmiştir.[36] Yakub Bey'in dedesinin babası I. Yakub Bey'e 1324 tarihinde "Çelebi Azam" lakabı verilmiştir.[37]. Babası Süleyman Şah'a da "Şah Çelebi" denirdi.[38]

Eserleri

Yakub Bey Uşak merkez Ulu Camiiyi (1406) yaptırmıştır. Yakub Bey'in kabri ; Kütahya'da imaret, medrese, mescit, hamam ve kütüphane olarak 1411 yılında yine kendisi tarafından yaptırılan külliyededir. Bu külliye bugün çini müzesi olarak kullanılmaktadır. Ortasında mermerden yapılmış bir havuz bulunduğundan “Gök Şadırvan” adıyla da anılmaktadır.

Kaynakça

  1. Sandıklıdaki bağçeyi ce Çattaki bağı ve Şeyhlüdeki Canbazbağını ve Kütahyadaki Karaağaç köyü bunlar dedem Umur Beyin milkidir. Varislerine helal ettirüp bunları vakfettim (II. Yakub Bey'in Taş Vakfiyesi, Kütahya Çini Müzesi)
  2. Esterâbâdî, Bezm ü Rezm, matbu nüsha, s, 387
  3. Beyazıdın, Menteşe eline giderken yakup beyin tevkıfini yazsa da bu sefer Karaman oğlu üzerine idi (Müneccimbaşı Ahmed b. Lütfullah, Cami ü‘d-Düvel Osmanlı Tarihi)
  4. Sebep göstermeksizin İpsala da haps olunduğunu yazar (Neşrî, Kitab-ı Cihannüma)
  5. Karaman oğlu taraftarlığını bırakarak padişahı istikbale geldiysede niyeti fesat olduğundan yakalandığını beyan eder (Hayrullah Efendi, Tarih-i Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye)
  6. Aynı hadise geçer fakat İslihisar kalesine hapis edildiğini yazar (Âşıkpaşazâde, Tevârîh-i Âl-i Osman)
  7. Sürüp leşker göçtü Yıldırım hân, Karaman mülküne etti şitâbân, Çıkup karşular oğlu Germiyanın, Ki kayını idi şahı cihanın, Hemen emreyledi anı tutarlar, Hisarı İpsalada haps ederler (Hadîdî, Tevârih-i Âl-i Osman)
  8. Âşıkpaşazâde, Tevârîh-i Âl-i Osman, Nişancı Mehmed Paşa Tarihi, Nişancızade, Mirat-ı Kâinat, El Fütuhat ül Muradiye; Yakub Bey'in maymuncu kıyafetinde kaçtığını yazarlar. Hayrullah Efendi, Tarih-i Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye dilenci kıyafetinde gece ve gündüz kaçarak Demirlenge ilticasını yazar
  9. Yakup Beyin 1399'da firar ile Şam'a g,tt,ü,n, ve oradan da Tİmurlenk'e ilticasını beyan eder (Müneccimbaşı Ahmed b. Lütfullah, Cami ü‘d-Düvel Osmanlı Tarihi)
  10. Yakup Beyin 1399'da firar ettiğini yazar(Müneccimbaşı Ahmed b. Lütfullah, Cami ü‘d-Düvel Osmanlı Tarihi)
  11. Yakub Bey'in 1400'de firar ettiğini yazar (El Fütuhat ül Muradiye)
  12. (Âşıkpaşazâde, Tevârîh-i Âl-i Osman) ve (Hayrullah Efendi, Tarih-i Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye) Germiyan oğlu Timurun yanında hazır bulunup Hanım gafil olma bu fırsat ele girmez üzerine böyle cigerdarlık idüp gelen Yıldırım han kendudur Deyince Emir Timur ile leşkeri tatarın gemendendazları Yıldırım hanın üzerine hücum ettiler (Solakzade Mehmet Hemdemi Efendi (Çelebi) , SOlakzade Tarihi, sayfa, 77)
  13. Timurun bir ay kaldığını yazar (Şerafeddin Ali Yezdi, Zafernâme)
  14. Timurun bir ay kaldığını yazar (J. Von Hammer, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi)
  15. Havası güzel olduğundan Kütahya'da kaldığını yazar ama ne kadar kaldığını belirtmez (Gülşen-i Maarif Tarihi)
  16. Timur Han bütün servetini zaptettiği Timurtaş Paşa'ya: "Sen bu hazineleri ne maksat için topladın velinimetini müdafaa etmek üzre bir ordu cem'i için harç edemezmidin askerin ihtiyacını düşünmeksizin hazineler iddihar eden saltanat müşavirleri ve devlet vükelası devletler için aynı harabidir"dedi. Timurtaş Paşa da şu cevabı verdi: "Benim padişahım dünkü hükümdar değildir, cüluslarından evvel hazinelere temellük etmemiş padişahlar gibi ordular teşkili için müşavirlerinin, vükelasının altununa muhtaç değildir" deyince Timur: "Seni ve evladını serbest bırakmak azminde idim lakin bu cevabı biedebanen kefareti olmak üzre ilelebet mahrumi serbest kalacaksın" dedi. (J. Von Hammer, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, cilt 2, sayfa, 79)
  17. J. Von Hammer, Hammer Tarihi, c, 2, s, 97-98
  18. Ahmed bin Ali El-Makrizi, Kitabü's-Sülûk
  19. Ahmed bin Ali El-Makrizi, Kitabü's-Sülûk, cilt, 4
  20. Çelebi Mehmet ordusunun Seyit Gaziden geçerek Karaman üzerine hareketini ve Yakup Beyin zahire ve mühimmat yetiştirerek ordunun geçeceği yerde hazır ettiğini ve bu hizmetinin fevkalade takdire layık olduğunu yazıyor (Hoca Saadettin Efendi, Tâcü't-Tevârih c, 1, sayfa, 277-278)
  21. Ahmed bin Ali El-Makrizi, Kitabü's-Sülûk, Ayasofya Kütüphanesi, no: 3376
  22. ...Bina etti bu imareti ahiretı için Peygamber hicretinin sekiz yüz on dördünde temam oldu. Kapusu açıldı. işlendi biş ay işlendikten sonra Karaman oğlu sebebile iki buçuk yıl muatal kaldı. Andan sonra Tanrı, Hüdavendigârın devletin artırsun geldi. Karaman oğlunu sürdü bu yerleri hep giru aldı bana verdi. anun devletinde anun sadakasile giru bu evin kapısı açıldı (Taş Vakfiye, Kütahya Çini Müzesi)
  23. Uzunçarşılı, İ. Hakkı, Kütahya Şehri, İstanbul Devlet Matbaası, 1932, sayfa, 58
  24. 1428 senesinde Yakup beyin Muradı Saniyi ziyarete gittiğini yazmaktadır (Âşıkpaşazâde, Tevârîh-i Âl-i Osman, sayfa, 117)
  25. Megerkim Padişahı Germiyanın, Ki Yakup Bey Dinür âdına anın, Görür kim oğlu yok kala yerine, Bu geldi fikrederken hatırına, Gele Sultan Muradın hizmetine, Dua ide devamı devletine, İde milkini şaha vasıyyet, Penah ide asistanın bula izzet, Beş on kişiyle düşmüştü raha, Gele ta Edrine tahtına Şaha. (Hadîdî, Tevârih-i Âl-i Osman)
  26. Meşhur Emir Buharî
  27. Hoca Sadettin Efendi, Tâcü't-Tevarih, c, 1, s, 340
  28. Âşıkpaşazâde, Tevârîh-i Âl-i Osman Edirne'de buluştuğunu yazar
  29. Hayrullah Efendi, Tarih-i Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye, c, 7
  30. Joseph Von Hammer, Hammer Tarihi Tercemesi, c, 2, s, 186-187
  31. Âşıkpaşazâde, Tevârîh-i Âl-i Osman, s, 117 Üç gün kaldığını yazar
  32. Hayrullah Efendi Tarihi c, 7, s, 63
  33. Hezârfen Tarihi, milkini vermesine mukabil kendisine İpsala sancağının verildiğini yazar
  34. Hoca Selahattin Efendi, Tâcü't-Tarih, c, 1, s, 341
  35. Meskükât kataloğu dördüncü kısım
  36. Bu vakfiyenin bir sureti Afyonkarahisar evkaf müdürlüğü vakfiyeleri arasındadır. Vakfiyede şahitler arasında (Hisar bey su başı ibni Eyne han) ile Şeyhüşşüara Mevlana Sinanüddin bin Mecdüddin eşşehir bişeyhi) de vardır.
  37. Sandıklı kitabesi
  38. Esterâbâdî, Bezm ü Rezm
Resmî unvanlar
Önce gelen:
Germiyanoğlu Süleyman Şah
Germiyanoğulları Beyi
1387-1390
1402-1411
1413-1428
Sonra gelen:
Sonra gelen yoktur.
This article is issued from Vikipedi - version of the 1/8/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.