Muhammed

İslam peygamberi
Muhammed
محمد

Muhammed adının hat sanatı ile yazılışı
Doğum Muhammed bin Abdullah
(Arapça: مُحَمَّد بنِ عَبد الله)

c.569/570/571[1]
Mekke, Hicaz, Arabistan
(günümüzde Suudi Arabistan)
Ölüm

8 Haziran 632 (61-62 yaşlarında; hicrî takvime göre 63 yaşında)

Medine, Hicaz, Arabistan
(günümüzde Suudi Arabistan)
Defin yeri
Mescid-i Nebevî'deki Yeşil Kubbe, Medine, Suudi Arabistan


Koordinatlar: 24°28′03.22″K 039°36′41.18″D / 24.4675611°K 39.6114389°D / 24.4675611; 39.6114389 (Green Dome)

Diğer ad(lar)ı
Etkin yıllar
583-610 tüccar
610-632 dini önder
Yerine gelen
Ebu Bekir (Dört Halife'nin ilki)
Ali (Şii görüşü)
Din İslam
Evlilik(ler)
Evlilikleri Yıllar
Hatice bint Hüveylid 595-619
Sevde bint Zem'a 619-632
Aişe bint Ebu Bekir 619-632
Hafsa bint Ömer 624-632
Zeyneb bint Huzeyme 625-627
Hind bint Ebî Ümeyye 625-632
Zeyneb bint Cahş 627-632
Cüveyriye bint Haris 628-632
Remle bin Ebî Süfyân 628-632
Reyhâne bint Zeyd 629-631
Safiyye bint Huyey 629-632
Meymûne bint Haris 630-632
Mâriye el-Kıbtiyye 630-632
Çocuk(lar)
Ebeveyn(ler)
Akraba(lar) Muhammed'in soyağacı, Ehli Beyt ("Ev halkı")
Muhammed
Muhammed
  • Portal icon İslam portali

Muhammed[n 1] (Arapça: محمد‎; 569/70/71, Mekke – 8 Haziran 632, Medine),[2] İslam'ın merkezindeki kişi ve Müslüman olmayanlara göre İslam'ın kurucusu.[3] Arabistan'ın tamamını ele geçirerek Müslüman hakimiyetindeki tek bir yönetim altında birleştirmiş ve böylece Kuran'ın yanı sıra öğretileri ile uygulamalarını güvence altına alarak İslami dini inancın temelini oluşturmuştur. Müslümanlar tarafından Âdem, İbrahim, Musa, İsa ve diğer peygamberlerin tahrif edilmiş tektanrılı dinlerini onaran ve tamamlayan;[4][5][6][7] Allah'ın insanlara gönderdiği son peygamber olduğuna inanılır.[8][n 2]

570 veya 571'de Arap şehri Mekke'de doğan Muhammed, hayatının ilk yıllarında hem öksüz hem yetim kalınca amcası Ebu Talib'in koruması altında büyüdü. Kırk yaşında, düzenli olarak bazı geceler inzivaya çekildiği Hira mağarasındayken Cebrail'in kendisine gelerek Allah'ın ilk vahyini ilettiğini duyurdu.[9][10][11][12] Aldığını iddia ettiği vahiylerle birlikte üç yıl sonra, İslam'daki diğer peygamberlere benzer şekilde,[13][14][15] "Allah birdir" inancını açık bir şekilde ilan ederek insanları Allah'a teslimiyete ve kabul edilen tek yola, yani dine,[n 3] davet etmeye başladı.[16]

Başlarda Muhammed kendisine az sayıda destekçi buldu ve bazı Mekkeli kabilelerin düşmanlıklarıyla karşı karşıya kaldı. Kendisine ve kendi inancını benimseyenlere yapılan eziyetten kaçmak için ilk önce bazı Müslümanları Habeşistan'a gönderdi, 622'de ise destekçileriyle birlikte Medine'ye göç etti. Bu olay, hicret, daha sonradan Hicrî takvim olarak da bilinen İslami takvimin başlangıcı olarak kabul edildi. Medine'ye geldiğinde Muhammed, Medine Sözleşmesi ile birlikte kabileleri tek bir çatı altında topladı. Mekkeli kabileler ile aralıklarla sekiz yıl süren çatışmaların ardından 10.000 kişilik bir Müslüman ordusu kurarak Aralık 629'da Mekke üzerine yürüdü ve çok fazla direnmeyen şehri kısa sürede ele geçirdi. 632'de Veda Haccı'nı tamamladıktan birkaç ay sonra hastalandı ve hayatını kaybetti. Ölümünden önce Arap Yarımadası'nın büyük bir kısmının İslam'ı benimseme süreci tamamlanmıştı.[17][18]

İslam'a göre, Muhammed'in ölümüne kadar Allah tarafından vahyedilen tüm ayetler, dinin temeli olarak kabul edilen Kuran'ı oluşturdu. Kuran'ın yanı sıra; Muhammed'in hayatı, uygulamaları ve sözleri de Müslümanlar tarafından kabul görerek İslam hukukuna kaynak teşkil etti.

İsmi ve sıfatları

Tam adı Ebû’l-Kâsım Muhammed ibn-i ʿAbd Allâh ibn-i ʿAbd’ûl-Muttâlib ibn-i Hâşim ibn-i ʿAbd Menâf El Kureyşî (Arapça: محمد بن عبد الله بن عبد المطلب بن هاشم بن عبد مناف القرشي) ya da daha kısa olan Ebû’l-Kâsım Muhammed bin ʿAbd Allâh bin ʿAbd’ûl-Muttâlib El Hâşimî olarak geçer. Bu isim Türkçeye, Kureyşli ʿAbd’ûl-Menâf oğlu Hâşim oğlu ʿAbd’ûl-Muttâlib oğlu ʿAbd Allâh oğlu Kâsım’ın babası Muhammed olarak tercüme edilebilir. Ayrıca yaşadığı toplumda onun El-Emin (emin kişi , dürüst kişi) manasında Muhammed-ül Emin olarak adlandırıldığı rivayet edilmektedir.

Muhammed, Arapçada "övgü" kökü olan hamd fiilinden türetilmiştir. Mutad; "övgü alan, övülen" manasına gelir. Ayrıca halk tarafından Mustafa, Mahmud veya Ahmed ismiyle de anılır. Mustafa, Arapçada "seçilmiş"; Ahmed ise "daha çok övülen" demektir. Künyesi ise Ebu'l-Kasım, yani "Kasım'ın Babası"dır. Künye Arap toplumlarında, kişinin ilk doğan erkek çocuğunun ismine nazaran verilir. Bunun dışında kendisini Ebu'l benat yani "Kızlar Babası" olarak da tanıtmıştır.

İslam inancına göre Muhammed'in geleceği Tevrat'ta ve İncil'de bildirilmiştir.[19][20]. Bir hadise göre; peygamber kendisiyle ilgili olarak, "Benim ismim Kur'an'da Muhammed, İncil'de Ahmed, Tevrat'ta Ahyed'dir." demiştir.[21][22][23] Bununla birlikte Musevi ve Hristiyan kutsal kitaplarında Muhammed isminden bahsedilmez. Bazı İslam âlimleri İncil'de geçen Faraklit'in ayet ve hadislerde söz edilen İslam peygamberini işaret ettiğini ileri sürmüşlerdir.[24][25] İslam alimleri ve Hristiyan yorumcular arasında Yunanca İncil'de (Yuhanna 14, 16) geçen parakletos (Faraklit) kelimesinin Arapçaya tercümesinde ortaya çıkan ve Arapçanın özelliğinden kaynaklanan farklı okunuş şekilleriyle ilgili bir tartışma bulunmaktadır.[26]

Bilgi kaynakları

Muhammed'in hayatı ile ilgili kaynakları Kur'an, hadis ve siyer olarak üç başlıkta toplamak mümkündür:

İslam öncesi Arap Yarımadası

Muhammed'in zamanında Arap Yarımadası'ndaki ana kabileler ve yerleşimleri.

Arap Yarımadası oldukça kurak ve volkanik olduğu için vaha ve su kaynaklarının olduğu yerler haricinde tarım yapılması zordu. Genel görünümü çöl içerisinde nokta şeklinde köyler ve şehirler şeklindeydi. Mekke ve Medine'de bu şehirlerin göze çarpanlarındandı. Medine gelişmekte olan büyük bir tarım yerleşimiydi. Mekke ise birçok aşiretle çevrilmiş önemli bir finans merkeziydi.[27] Çöl koşullarında hayatta kalmak için müşterek bir hayat sürülmeliydi. Çünkü insanlar kırıcı çevre koşullarına ve yaşam tarzına karşı desteğe ihtiyaç duyuyordu. Aşiret gruplanmaları da bu birlik olma ihtiyacı ile teşvik edildi. Bu birlikler aynı kandan gelen akrabalar esas alınarak oluştu.[28]

Arap Yarımadası politik olarak iki kabile ittifakı arasında bölünmüştü. Kays kabilesi asıl itibarıyla Kuzey ve Batı Arabistan'da güçlüydü ve Byzantion ile yakın ilişkileri vardı. Banu Kalb kabilesiyse aslen Yemen'den gelmekteydi ve Sasani Perslerine yakındı. Bu çekişmeler İslam döneminde baskı altına alındı. Ama İslam sonları zamanlarda etkili faaliyetlerine Kuzey Afrika ve Orta Doğu'da devam ettiler.

İslam öncesi Arabistan'da, tanrılar ve tanrıçalar kabileler tarafından koruyucu olarak görülürdü. Onların ruhları kutsal ağaçlar, taşlar, su kaynakları ve kuyularla ilişkilendirilirdi. O zamanlar da senelik hac yeri olan Mekke'deki Kâbe mabedi, aşiretlerin koruyucu tanrılarının 160 tane put heykeline ev sahipliği yapıyordu. El-Manât, El-Lât ve El-Uzzâ ismindeki üç baştanrıçanın baştanrının kızları olduğuna inanılıyordu. Arabistan'da tek tanrılı topluluklar İslam öncesi dönemde de vardı. Hıristiyanlar, Yahudiler[29] ve Hanifler bunlar içerisindeydi. Müslüman inançlarına göre, Muhammed de bir Hanifti. İbrahim'in oğlu İsmail'in soyundan gelmekteydi.[30]

Hayatı

Muhammed, bazı kaynaklara göre 570[9][10][31], bazılarına göre ise 571[32] yılında Mekke'de dünyaya geldi.[9][10] Doğumundan önce babasını, 6 yaşında annesini kaybeden Muhammed'i amcası Ebu Talib velayetine aldı. İlerleyen yıllarda, çobanlık yaptı, çoğunlukla tüccar olarak çalıştı. İlk kez 25 yaşındayken 40 yaşındaki zengin bir dul olan Hatice ile evlendi.[11] Bazı geceler, dağlarla çevrili bir mağarada düzenli aralıklarla inzivaya çekilip dua etme alışkanlığı vardı. 40 yaşında[9] oradayken kendisine ilk vahyin geldiğini bildirdi. Bundan üç yıl sonra insanları İslam'a davet etmeye başladı. Allah'ın bir olduğunu, Allah tarafından kabul görmenin tek yolunun Allah'a teslim olmak olduğunu öğretti. Kendisinin Allah'ın peygamberi ve resulü olduğunu, diğer peygamberler ile aynı kandan geldiğini anlattı.[13][14][15]

İlk başta kendisine az sayıda takipçi bulan Muhammed, Mekke'de bazı aşiretlerin düşmanlığıyla karşılaştı. Bu dönemde taraftarlarının şiddet içeren muameleler görmesi sebebiyle 622 yılındaki Medine'ye göçten önce bazı takipçilerini Habeşistan'a gönderdi. Medine'ye Hicret olayı aynı zamanda Hicrî takvim olarak da bilinen İslami takvim'in başlangıcı kabul edilir. Muhammed, Medine'de Medine Sözleşmesi ile oradaki aşiretleri birleştirdi. Mekke kabileleri ile süren sekiz yıllık savaştan sonra, iman edenlerin sayısı 10.000'i bulmuştu. Mekke'nin kuşatılması sonrasında yapılan antlaşma ile kansız bir şekilde Mekke'nin kontrolünü eline aldı [33] Şehirdeki putları yıktı[34] ve daha sonra takipçilerini Doğu Arabistan'da geriye kalan tüm putperest tapınakları yıkmaları için yolladı.[35][36] 632 yılında, Veda Haccı'ndan sonra Medine'ye döndü. Bundan birkaç ay sonra hastalandı ve öldü. Ölüm vaktine kadar Arap Yarımadasının çoğu Müslüman olmuş, Arabistan'ı tek devlet altında birleştirmişti.[18][37]

Soyu

Muhammed'in anne ve babasının ortak ataları Mürre bin Ka’b'a dayanan soyu.

İbrahim peygamberin büyük oğlu İsmail peygamberin soyundan, Adnaniler kavminden, Kureyş kabilesinin Haşimoğulları sülalesinden gelir. İslam inancına göre Âdem'den Muhammed'e kadar yaşamış kişilerin alnında Muhammed'in nesilden nesile geçen nuru vardı. Rivayet edilen soy silsilesi şöyledir: Muhammed, Abdullah, Abdulmuttalib (Şeybe), Hâşim, Abd-i Menaf (Muğire), Kusayy, Kilab, Mürre, Kâb, Lüeyy, Galib, Fihr, Mâlik, Nadr, Kinâne, Hüzeyme, Müdrike (Amir), İlyas, Mudar, Nizar, Maad, Adnan[38][39][40][41][42] Ayrıca Muhammed, kendi soyunun İbrahim'den geldiğini ifade eder: “Allah, İbrahimoğullarından İsmail'i, İsmailoğullarından Kinaneoğullarını, Kinaneoğullarından Kureyş'i, Kureyş'ten Beni Hâşim'i, Beni Hâşim'den de beni seçmiştir.”[43], ''Ben, Âdem’den beri hep nikahlı rahimlerden geliyorum. Benim geçmişimde hiçbir yüz karası yoktur.''

Doğum tarihi

Muhammed Fil Yılı'nda Mekke'de doğdu.[44] Bu tarih kesin olarak bilinmemekte ve geriye dönük yapılan hesaplamalar ile bazı kaynaklarda 570,[9] bazı kaynaklarda da 571[32] yılı olarak geçmektedir.

Hindistanlı Müslüman din bilgini Muhammed Hamidullah Muhammed’in doğum tarihinin 12 Rebiülevvel (17 Haziran 569)[44] Mısırlı astronomi bilgini Mahmut Paşa el-Felekî 9 Rebiülevvel (20 Nisan 571) olarak hesaplamışlardır. Daha sonra Beaumont Burnaby Sherrard, Mahmut Paşa el-Felekî'nin hesaplamalarındaki bazı yanlışları ortaya koymuştur.[45] Lawrence I. Conrad (1987) ise kaba bir hesapla 570 yılı olarak vermektedir.[46] İslâmi kaynaklarda ağırlıklı olarak; Muhammed'in, milattan sonra 571 yılında, "Fil Vakası"nın olduğu yılda, 12 Rebiülevvel (20 Nisan) pazartesi gecesi yani Arapların takvim başı olarak kullandıkları "Fil Vakası"ndan 52 gün sonra doğduğu belirtilmektedir.[32] Siyer ve İslam tarihi yazarları, doğumun Rebiülevvel ayında bir pazartesi günü sabaha karşı olduğu konusunda genel olarak ittifak etmişlerse de, ayın kaçıncı günü olduğu konusunda görüş birliğine varamamışlardır.[32]

Bu konudaki ihtilafların; rivayet çeşitliliğinden kaynaklanmasının yanı sıra, ay takviminin, güneş takviminden farklı olması ve Araplardaki nesi[47]uygulamasından da kaynaklandığı günümüzde ifade edilmektedir.[48]

Çocukluğu ve gençlik yılları

Kelime-i şehadet'te Allah'ın birliği ve Muhammed'in onun elçisi olduğunu tasdik eden Topkapı Sarayı'ndan bir hat yazısı

Babası Abdullah bin Abdulmuttalib, annesi Hazrec kabilesinden Nennaceler'den Vehb bin Abdulmenaf'ın kızı Amine'dir. Muhammed daha doğmadan babası vefat etti. Yetiştirilmesini dedesi Abdülmuttalib üzerine aldı ve torununa “Muhammed” adını verdi. Muhammed o sıralarda Mekke'de bulunan Beni Sa’d kabilesinden Halime adlı bir kadına emanet edildi.[49] Muhammed’i, ondan önce amcası Abduluzza’nın cariyesi Süveybe emzirdi.[50][32] Muhammed, dört yaşına kadar annesi Amine'nin de gözetimiyle sütannesi Halime'nin yanında kaldı, daha sonra Mekke’ye, annesinin yanına döndü. Dört yaşından altı yaşına kadar, öz annesi Âmine ile birlikte kaldı, onun şefkat ve özeni ile yetişip büyüdü.[32]

Muhammed altı yaşında iken, annesi Âmine ve bakıcısı Ümmü Eymen ile birlikte babasının kabrini görmek için Medine'ye gitti. Medine'de, akrabaları Neccâroğullarında bir ay kaldıktan sonra Mekke'ye dönüş yolundaki Ebva'ya ulaştıklarında annesi vefat etti ve orada defnedildi. Cariyeleri Ümmü Eymen, Muhammed'i Mekke’ye getirip dedesi Abdulmuttalib'e teslim etti. Altı yaşından sekiz yaşına kadar, ona dedesi Abdülmuttalib baktı. Abdülmuttalib yaş itibariyle seksen yaşını aşmış bir ihtiyardı. Muhammed sekiz yaşında iken, dedesi de öldü. Dedesi ölmeden önce, onu yetiştirilmesi için, oğlu Ebû Tâlib'e bıraktı. Ebû Tâlib, Abdülmuttalib'in on oğlundan biriydi.[32]

Muhammed peygamberliğinden önce Nur Dağı'ndaki Hira Mağarası'na çekilerek Mekke'den uzaklaşırdı.

Rivayetlere göre Muhammed dokuz yaşındayken amcası, ticaret yapmak için gittiği Suriye'ye onu da götürmüş, bu gezide Busra kasabasında Bahira isminde Hıristiyan bir rahip onun peygamber olacağını haber vermiştir. Muhammed on yedi yaşındayken de amcası Zübeyr bin Abdülmuttalib ile Yemen'e gitti. Bu gezilerin Muhammed'in bilgi, görgü ve zihinsel alt yapısının oluşumunda etkin rol oynadığına inanılmaktadır. Ayrıca gençliğinde amcaları ile birlikte Kureyş ve Kays kabileleri arasındaki Ficar Savaşı'na katıldı. Ticarete olan ilgisi daha sonra kendisi ile evlendiği Hatice ile tanışmasına neden oldu ve onun sermayesi ile ticarete başladı.[51]

Muhammed gençliğinde çevresinden gelen paganist görüş ve uygulamalarla ilgilenmedi. Kendisi, aynı dönemde herhangi bir puta tapmamakla birlikte, başkalarının tapınmalarına da açıkça karşı çıkmadı. Kur'an'daki “...oysa önce, kitap nedir, iman nedir sen bilmezdin” (Şura Suresi: 52) ve "Allah, seni şaşırmış bulup hidayete erdirmedi mi"[52] (Duha Suresi: 7) ifadelerinin kendisinin İslam öncesi durumunu anlattığına inanılmaktadır.

Kültürel birikimi ve okur-yazarlığı

Muhammed'in okur-yazarlığı ile ilgili geleneksel görüş onun okur-yazar olmadığı şeklindedir. Muhammed için yaygın bir sıfat olarak kullanılan ümmî sözcüğü "kitâbî bilgilerle zihni doldurulmamış, doğal hali üzerine kalmış, okuyup yazarak tahsil görmemiş kimse" anlamına gelmektedir.[53] Başka bir görüşe göre ise ümmi, okuma yazma bilmeyen anlamından daha çok "mevcut dinlerden hiçbirine tâbi olmayan, onların kitaplarını okumayı ve yazmayı bilmeyenler anlamında kullanılan" olduğu şeklindedir.[54]

Muhammed'in okuma yazmasının olmadığı görüşü bazı Kur'an ayetleri ve hadislere dayandırılır. Ankebût Suresi:48, A'raf Suresi:158 ve Cuma Suresi:2 gibi ayetlerde Muhammed'in okuma yazma bilmediğinden bahsedilir. Ayrıca vahiy meleği Cebrail'in ilk vahyi getirip “oku” (ikra/kıraat et) dediğinde, Muhammed'in “Ben okuyan biri değilim.” dediğini anlatan hadis[55] de Muhammed'in okuma yazma bilmediğine kaynak olarak gösterilir. Ayrıca Muhammed'in, yetiştiği toplumda tahsil görmesi için bir olanağının bulunmadığı, birlikte yaşadığı toplumun da ümmî olduğu belirtilmektedir.[32]

Muhammed'in okuryazar olmadığını kabul etmeyen birtakım görüşler de vardır. Buna göre vahiy öncesi dönemde Araplarda eski dini birikimin şairler, kıssa anlatıcıları, Hanifler ve Yahudi-Hristiyan din bilginlerinden oluşan ve muhtemelen zengin mitolojik kültür birikiminin geniş toplum kesimlerince bilindiği, Muhammed’in de içinde yaşadığı bu toplumun yazılı veya sözlü anlatımlarından oluşan birikime sahip olduğu, İslam öncesi Arap toplumunda hikâye kültürünün bilinebilirlik durumuna göre düşünülmektedir. Örneğin vahiy öncesi dönemde Muhammed’in eşi Hatice’nin amcasının oğlu olması dolayısıyla görüşme ihtimali olan kişilerden biri olan Rahip Varaka, Tevrat, Zebur ve İncil'i de kapsayan Kitab-ı Mukaddes'e hâkimdir. Varaka'nın dini birikimlerini Muhammed’e aktardığı, bu bilgilerin Kur'ân'daki Yahudi ve Hristiyan kültürüyle ilgili dini anlatımlara kaynak teşkil ettiği ileri sürülmektedir.[56] Ayrıca, uzun yıllar zengin bir kadın olan Hatice’nin ticari faaliyetlerini yürütmesi vb. sebeplerle de okur-yazar olduğu düşünülmektedir.[57][58]

Peygamberliği

Cebrâîl ile geldiğine inanılan ilk vahyin, İlhanlılar dönemi eserlerden Câmi'ut-Tevârîh'teki betimlemesi.
Halife Osman'a ait Kur'an'ın 9. yüzyıl kopyası, Taşkent

İslam inancına göre Kur'an Allah tarafından Cebrâîl isimli melek aracılığıyla Muhammed bin Abdullah'a peygamberliği boyunca (22 yıl) ayetler halinde indirilen kutsal kitaptır. İslamda inanç, ibadet, şeriat, ahlak, tasavvuf gibi uygulamaların dayandırıldığı ana kaynak Kur'an'dır.

Muhammed'e isnat edilen söz, fiil ve davranışlara hadis, bunlardan gelenekselleşen uygulamalara sünnet denir. Şiiler Muhammed'in sözleri yanında masum kabul edilen imamların sözlerini de hadis kabul etmektedirler. Sünnilerin tüm sahabeyi güvenilir bulmalarına karşılık Şiilerde, sahabe ve tabiin tek tek ele alınır ve tarihsel süreçte Ali veya Ehli Beyt tarafında yer almayan veya karşıtları arasında yer alanlar güvenilmez bulunarak onlardan gelen rivayetler reddedilir. Sünni hadis kitapları Muhammed'in zamanından 200-300, Şii hadis kitapları 400-500 yıl sonra yazılmışlardır.[59] Hadisler, Kur'an'dan sonra İslam'da ikincil kaynaktır.

İlk vahiy

İslam inancına göre Allah tarafından İslam peygamberine ilk vahiy gönderilen yer, Nur Dağı'ndaki Hira Mağarası

Siyere göre Muhammed 40 yaşına yaklaştığında toplumdan uzaklaşarak Mekke'nin kuzeyinde, Nur Dağı'ndaki Hira mağarasında inzivaya çekilmeyi ve burada vakit geçirmeyi adet edinmiş, bu durum 1-2 yıl devam etmiştir. 610 yılında bir Ramazan gecesi (Kadir gecesi) hırkasına bürünüp Hira Mağarasında tefekküre daldığı bir sırada ilk vahyi almıştır. Muhammed'in 610 yılından başlayarak, vefat ettiği yıl olan 632'ye kadar aldığı vahiyler Kur'an'ı oluşturur. İlk vahiy şu şekilde anlatılır:

Muhammed, mağarada bir sesin kendisini ismi ile çağırmakta olduğunu duymuş, başını kaldırıp etrafına baktığında etrafında taş ve ağaçlardan başka bir şey görememiştir. Bu sırada çevreyi bir aydınlık kaplamış, Muhammed bayılmış, kendisine geldiğinde de karşısında melek Cebrail'i görmüştür. Aralarında geçen konuşmalar şöyledir:

Cebrail: “Oku!” Muhammed: “Ben okuma bilmem.” Cebrail, Muhammed'i kucaklayıp güçsüz bırakıncaya kadar sıkar ve “Oku” emrini tekrarlar. Muhammed: “Ben okuma bilmem, söyle ne okuyayım.” diye cevaplar. Bunun üzerine Cebrail, “Yaratan Rabb'inin adıyla oku! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! Rabb'in sonsuz kerem sahibidir. O Rab ki kalemle yazmayı öğretendir. İnsana bilmediği şeyleri öğretendir.” (Alak 1-5) ayetlerini okur. Muhammed de bu ayetleri tekrarlar ve heyecan ve korku ile mağaradan çıkarak evine doğru gider.

Yolda giderken gökyüzünden bir sesin: “Ey Muhammed! Sen Allah'ın elçisisin, Ben de Cebrail'im.” dediğini duyar, başını kaldırdığı zaman, Cebrail'i görür. Eşi Hatice'ye: “Beni örtün, çabuk beni örtün.”[60] der. Bir müddet dinlenip heyecanı geçtikten sonra yaşadıklarını eşi Hatice'ye “ Korkuyorum ey Hatice! Bana bir zararın gelmesinden korkuyorum”, der.[61] Hatice “Öyle deme. Allah'a yemin ederim ki, Yüce Allah, hiçbir zaman seni utandırmaz. Çünkü sen, akrabanı gözetirsin. İşini görmekten aciz kimselerin işlerini yüklenirsin, fakire yardım eder, misafiri ağırlarsın” şeklinde karşılık verir.[62]

Hatice daha sonra bu durumu Muhammed'i bir Nasturi rahibi olan kuzeni Varaka bin Nevfel'e götürür. Varaka Tevrat ve İncil'i okumuş, İbrani dilini ve eski dinleri bilen bir ihtiyardı. Varaka Muhammed'i dinledikten sonra: “Müjde sana Ey Muhammed, Allah'a yemin ederim ki sen İsa'nın haber verdiği son peygambersin. Gördüğün melek, senden önce Yüce Allah'ın Musa ve İsa'ya göndermiş olduğu Ruhu'l-Kudüs'tür. Keşke genç olsaydım da, kavmin seni yurdundan çıkaracağı günlerde sana yardımcı olabilseydim. Hiçbir peygamber yoktur ki, kavmi tarafından düşmanlığa uğramasın, eziyet görmesin.” der. Bu olayın ardından vahiy 40 gün süreyle kesintiye uğramıştır.[63] [64]

Bu konudaki bir başka rivayete göre Varaka'nın, “Korkarım ki ona gelen, Cebrail’den başkasıdır. Çünkü bazı şeytanlar, bir kısım insanı saptırmak için Cebrail suretine girip ona benzerler. Amaçları akıl sahibi kişileri, deli ve mecnûn etmektir.” diye görüş bildirdiği ve bunun üzerine; “Nûn, kaleme ve yazdıklarına andolsun, Sen Rabbinin nimeti sayesinde mecnun değilsin. Kuşkusuz senin için tükenmez bir ecir var. Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin. Sen de göreceksin, onlar da görecek. Hanginizde imiş o fitne ve cinnet. Doğrusu Rabbin, yolundan sapanı en iyi bilendir. Hidayete ereni de en iyi bilen O'dur.” (Kalem 1-7) ayetlerinin indirildiği kaydedilir.[65]

İslam'a çağrı, ilk Müslümanlar ve tepkiler

Muhammed, Mekkeli paganların yanı sıra, Yahudi ve Hristiyanları da dinlerinin aslının bozulduğu iddiaları ile İslam'a davet etmiştir.

Sünnilere göre Muhammed’in çağrısına ilk uyan, eşi Hatice olmuş, Onu amcası Talip’in oğlu Ali, azatlı kölelerden Zeyd bin Harise ve Ebu Bekir izlemiştir. Şia'ya göre ise ilk Müslüman amcasının oğlu Ali bin Ebu Talib'dir.

Muhammed’in çağrısı, kendi mevkilerinin tehlikeye girebileceğini düşünen kişileri tedirgin eder. Kâbe’den putların kaldırılması, ticaretin engelleneceği ve birtakım alışkanlıklara son verileceği düşüncesiyle büyük tepki ile karşılanır. Bu dönemde İslam dinini kabul edenlerin büyük birçoğunluğu dinlerini gizlemek zorunda kaldılar. Bir süre sonra Muhammed önce akrabalarını, ardından Safâ tepesi ne çıkarak tüm Mekke halkını açıktan açığa Müslüman olmaya çağırır. Bu sebeple ilk Müslümanlar vahyi şüphe ile karşılayan Mekkelilerce ağır hakaret ve işkencelere katlanmak zorunda kalmışlardır.

Bu işkenceler artınca bazı inananlar Habeşistan'a göç etmek zorunda kaldı. İki dalga halinde göç edenler, bir süre sonra Muhammed'in Mekkelilerin Müslüman oldukları ve Muhammed ile anlaştıkları (Garanik) yolunda aldıkları bir haber üzerine geri döndülerse de Mekke'ye geldiklerinde bunun doğru olmadığını öğrenince yeniden gittiler. Bu arada iki güçlü ve önemli mevki sahibi kişi olan Ömer ve Hamza'nın müslümanlığı kabul etmeleri Müslümanların moral ve cesaretlerini artırdı; Kâbe'de açıkça namaz kıldılar. Muhammed'in amcası Abdül Uzza dışındaki akrabalarından yardım görmesi ve Mekke önde gelenlerinden bazılarının Müslüman olmaları, paganist inanca sahip kişilerin tepkilerini daha da artırdı. Muhammed, eşi Hatice ve amcası Ebu Talib'in ölmeleri üzerine Mekkeliler’in müslüman olmaları konusunda ümitsizliğe kapılarak Taif'e yerleşmek istedi. Ancak burada tepki daha da büyük oldu ve Muhammed geri dönmek zorunda kaldı. Tüm bu olaylara karşın, peygamberliğine olan inancı, düşüncelerini sürekli yaymasını sağladı. Bu inancından cesaret alarak din alanındaki çalışmalarını Mekke dışına taşımaya yöneldi.

İsra ve miraç

Muhammed, Mirac'a Mescid-i Aksa’dan gitti

Geleneksel İslam anlayışına göre Muhammed Mekkeliler ile sadece teorik din tartışmaları yapmamış, onlara kendisinin peygamber olduğunu kanıtlayan mucizeler de göstermiştir. Bunlardan birisi olan miraç mucizesine göre; "Bir gece, Muhammed, Cebrail eşliğinde, Mescid-i Aksa'ya gider. Orada, İbrahim, Musa, İsa ve diğer peygamberlerden bazılarıyla görüştükten sonra göğün en son katı olan Sidret'ül münteha'ya yükselir. Allah ile görüşür, Cennet ve Cehennemi görür ve Mekke'de bulunan evine döner. Sünni inancına göre bu yolculuk esnasında, diğer bazı hükümler yanında beş vakit namaz da farz kılınmıştır. Yine Sünni inancında Muhammed bu yolculuğu hem ruh hem beden ile Şii inancında ise sadece ruh ile yapmıştır."[66]

Rivayete göre Muhammed Mekke’ye dönünce, bu yolculuğunu anlatır. Kureyşliler, onu yalanlarlar ve doğruysa Mescid-i Aksa'yı kendilerine tarif etmesini isterler. Mescid-i Aksa Muhammed'in gözü önüne getirilir ve Muhammed bu mescidin kapı, pencere vb bölümlerini ayrıntılarıyla anlatır. Hatta Kureyşlilere, Mi'raca çıkarken yolda gördüğü bir Kureyş ticaret kervanının ertesi gün geleceği saati söyler ve kervan söylenen saatte gelir. Mitolojik anlatımlara göre ise kervanın dönüşü 1 saat gecikmiş ama bu gecikmeyi telafi etmek için Allah güneşin doğuş saatini 1 saat geciktirerek peygamberin sözünün yalan çıkmamasını sağlamıştır.[67]

17. yüzyıla ait bir minyatürde "Burak"

Miraçla ilgili olarak Kur'an'da sadece "Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya götüren Yücedir" (İsra 1) ayeti geçer. Miraçla ilgili anlatımlardan olan Burak, göğe yükselme, beş vakit namazın farz kılınması ve diğer anlatımlar hadis ve siyer kitaplarında yer alır.

Akabe Biatları

Muhammed, bir Hac mevsiminde Akabe'de denilen tepelerde Yesribliler (Medineliler) ile görüştü. Medinelilerden, önce altı, sonra on iki kişi Müslüman oldu. Memleketlerine döndüler ve İslam'ı anlatmaya başladılar. Ertesi yıl aynı yerde Müslüman olmuş yetmiş üç erkek ve iki kadın Muhammed'e Medine'ye gelip bu kente yerleşirse kendisini koruyacaklarına söz verdiler. Bu anlaşma üzerine Müslümanlar büyüklü küçüklü topluluklar halinde Medine’ye göç etmeye başladılar. Medine’nin, Mekke’nin kuzey ticaret yolu üzerinde bulunması ve burada Müslümanların giderek çoğalması, Mekkelilerin çıkarlarını tehdit eder duruma ulaştı.

Medine'ye göç

Mescid-i Nebevi'nin 19. yüzyıldaki bir tasviri

Müslümanlığa karşı olan Mekkelilerin, baskıyla, Muhammed'i vazgeçirememesi ve Medine'de Müslümanların giderek kuvvetlenmesi, durumun kendileri için tehlike yaratacağı düşüncesiyle Dâru'n-Nedve dedikleri meclislerinde toplanarak meseleyi görüşmelerine yol açtı.

Görüşmelerde yerleşik düzeni tehdit eden İslam'ın hızla büyüdüğü ve Muhammed'in bu çalışmalarını durdurmak gerektiği merkezinde birleşildi. Mekke'nin ileri gelenleri bu kararı alınca, nasıl hareket edecekleri ve hangi yöntemleri uygulayacakları konusunda görüşmeye başladılar. İlk önce şu görüş ortaya atıldı: "Muhammed'i prangaya vurup hapsedelim!" Bu kabul edilmeyince: "Onu memleketimizden sürgün edelim; ne hâli varsa görsün!" denildi. Bu görüş de kabul edilmeyince, İslam'ı sevmeyen ve onu çok tehlikeli bulan Amr bin Hişam: “Benim görüşüme göre, onu öldürmekten başka çaremiz yoktur. Bunun için de, her kabileden birer genç seçelim. Her birine de birer keskin kılıç verelim. Bunların hepsi birden, kararlaştırdığımız yer ve zamanda Muhammed’i pusuya düşürerek öldürsünler; biz de ondan kurtulalım! Böyle olursa, onun kan davası bütün kabilelere düşeceğinden ve ailesi olan Benu Abdi Menaf, herkese savaş açamayacağından, diyete razı olurlar, biz de diyetlerini veririz!” dedi. Bu görüş kabul edildi.

Rivayete göre suikastçılar, gece Muhammed'in evini sararak, onu öldürmek için uyumasını beklediler. İnanca göre Allah, onları Peygamber'e bildirir ve Ali, Muhammed'in yerine avluda onun yatağına yatar. Suikastçılar yorganı açıp yatakta Ali'yi görünce şaşırır ve durumu üslerine anlatmak üzere giderler. Muhammed, evden çıkarak Ebu Bekir’in evine gitmiş ve hicret için geldiğini söylemiş, Ebu Bekir’in evinde bir süre oturduktan sonra beraberce, Medine´ye hareket etmişlerdir.

Muhammed’in hicret ettiğini öğrenen Mekkeliler, onları bulup getirene yüz deve vaat ederler. Amr ibni Hişam ve yanındakiler arama için Ebu Bekir'in evine gelir ve Ebu Bekir’in kızı Esma, onlara nerede oldukları konusunda bir şey söylemez, bunun üzerine Amr, Esma'ya şiddetli bir tokat atar.

Muhammed Mekkelilerin kendisinin muhtemelen Medine'ye gideceğini düşüneceklerini düşündüğü için Medine yoluna değil, tersi istikamette, Mekke'nin güneybatısına düşen Sevr Dağı'na doğru hareket eder ve burada bulunan mağarada Ebu Bekir ile birlikte üç gün bekler.

Mekkeliler, her tarafta Muhammed’i aramaya başlarlar. Becerikli bir iz sürücüsü, Mekkelileri Sevr mağarasına kadar getirir. Ancak inanca göre bu sırada bir mucize olmuş, bir örümcek mağaranın ağzına ağ örmüş ve bir güvercinde yuvasını mağara girişine kurmuştur. Arayıcılar mağaranın yanına gelince, Ebu Bekir endişelenir, Muhammed, "Tasalanma, Allah bizimle beraberdir" der. Mekkeliler mağara girişindeki örümcek ağını ve güvercin yuvasını görünce içeride kimse olamayacağını düşünerek geri dönerler.

Muhammed ve Ebu Bekir 20 Eylül 622’de, Medine yakınlarındaki Kuba'ya ulaştılar. Muhammed sevinçle karşılanır ve Külsüm bin Hedm’e konuk olur. Burada 10 gün kalarak bir mescit inşa ettirir, sonra da Medine'ye hareket eder. Bu sırada Ali de Kuba'ya ulaşır.

Muhammed Medine’de, Beni Salim mahallesinde Cuma Namazı'nı kıldı ve kendisini bekleyen Müslümanlara ilk hutbesini verdi. Medine'de Ebu Eyyub el-Ensari’nin konuğu oldu. Medine´ye girdiğinde halk Peygamberlerinin kendi evlerinde kalması konusunda tartışınca Muhammed; devesinin ilk çökeceği yere evinin yapılması önerisini sundu ve halk tarafından bu kabul edildi. Devesinin ilk çöktüğü yere bir Mescid ve kendi ailesinin kalması için mescide bitişik odalar yaptılar. Mescidin bir yanına da barınaksız kişilerin kalabilmeleri için “Suffa” adı verilen bir yer yapıldı, burada kalanlara “Ashab-ı suffa” denildi.

Medine hayatı

Medine (asıl adı Yesrib olan şehre Müslümanlarca Medinetü'n Nebi, sonra da kısaca Medine adı verildi) halkı, Mekke’den göç edenlerden (Muhacir) ve bunlara yardımcı olduklarından dolayı Ensar adını alan yerli halk (Yemen kökenli Evs ve Hazrec kabileleri ile Beni Kureyza, Beni Kaynuka, Beni Nadir adlı Yahudi kabilelerden oluşuyordu. Bunlar arasında birlik sağlamak oldukça güçtü. Medine sınırları yakınlarında Hayber vb. yerlerde yaşayan Yahudiler, varlıklı kişiler olduklarından, çevre üzerinde etkiliydiler. Evs ve Hazrec kabileleri arasındaki geleneksel düşmanlığın yeniden alevlenme olasılığı da vardı. Ayrıca Ensar ile Muhacirleri kaynaştırmak, çözülmesi gereken bir sorundu. Muhammed, bütün bu kesimleri birleştirip bağdaştırmak amacındaydı. Ancak her şeyden önce çok yoksul olan göçmenlerin durumlarının düzeltilmesi gerekiyordu. Muhammed Muhacirleri yerli halk ile kardeş ilan ederek, onlara yardım etmelerini sağladı. Yahudiler ile açılan aralarını düzelterek Medine kent devletini kurdu. Farklı kesimlerin hak ve yükümlülüklerini saptayan 47 maddelik bir tür Medine Antlaşması benimsendi.

Mescid-i Nebevi'den bir görünüm. Muhammed, bir hadisinde şöyle der: “Benim şu mescidimde kılınan bir namaz, Mescid-i Haram haricinde diğer mescitlerde kılınan namazlardan bin kat hayırlıdır.”[68]

Medineli Yahudilerin Müslümanlığa karşı çıktıları, İslam'a ve Müslümanlara karşı olumsuz tutumlarını sürdürdükleri bazılarının Müslüman görünerek eski dinleri üzerine devam ettikleri rivayet edilmektedir. Muhammed 10 yıllık Medine hayatında başta Mekkeliler olmak üzere çok sayıda kabile ile savunma, saldırı, baskın veya sadece gözdağı vermek gibi psikolojik etki amaçlı 100 kadar askeri harekete imza atmıştır. (Bkz. Muhammed'in savaşları)

Mekkelilerle savaşlar

Medine'ye göç eden Müslümanların kalan mallarının yağmalanmasına karşılık Muhammed, Mekke'ye giden kervanlara el koymak isteyen Müslümanların ısrarlı taleplerine onay verdi. Büyük bir kervana saldırmak isteyen Müslümanlar ile bunu haber alan Mekkeli kuvvetler arasında Bedir kuyularının olduğu bölgede yapılan muharebede (13 Mart 624) 305 kişilik Muhammed komutasındaki Müslümanlar, komutanları Amr İbni Hişam'ı da öldürerek 950 kişilik Mekke kuvvetlerini bozguna uğrattı. Bir yıl sonra bu kez Ebu Süfyan komutanlığında 3000 piyade ve 200 süvariyle Medine'ye doğru yola çıkan Mekke kuvvetleri Uhud dağı eteklerinde yaklaşık 1000 kişilik Medine ordusu ile 19 Mart 625'te karşılaştı. Uhud Muharebesi olarak adlandırılan bu savaş sırasında bozguna uğramış Mekke kuvvetleri, Muhammed'in emrini dinlemeyerek dağın arkasından dolaşan geçidi kontrol etmek üzere konuşlanmış okçuların yerinden ayrılmasından faydalanan süvarilerin desteği ile tekrar toparlandı ve üstünlük sağladı. Taraflar şehirlerine geri döndüler. Daha sonra Mekkeliler Müslümanların Mekke kervanlarına saldırılarına devam ettiler. 31 Mart 627'de 10.000 savaşçısı ve 600 atlısı ile Medine'ye saldırmaya gelen Mekkelilere karşı Medineliler Muhammed komutasındaki 3000 piyade ile şehirde savunma savaşı yapmaya karar verdi. Selman-ı Farisi'nin teklifiyle şehrin bazı stratejik yerlerine hendekler kazılmasından dolayı Hendek savaşı olarak adlandırılan bu savaş bir kuşatmaya dönüştü. Bir ay süren kuşatma havanın soğuması ve fırtına çıkması ile kaldırılması Medinelilerin zaferi olarak kaydedildi.

Hudeybiye Antlaşması ve Mekke'nin Fethi

Muhammed ve ashabı, Beytullah ziyareti için Mekke'ye doğru yola çıktı. Mekkelilerin Müslümanları savaş için geldiklerini zannederek korkuya kapıldılar, anlaşma teklif ettiler. Hudeybiye Köyü'nde, 628 yılında 10 yıl savaş yapılmayacağına dair anlaşma yapıldı. Bu anlaşmayı Mekkelilerin himayesindeki bir kabilenin bozması ile Muhammed komutasındaki güçler Mekkeyi kuşattı ve ufak birkaç saldırı dışında direniş olmadan 11 Aralık 629'da Mekke fethedildi. Muhammed Mekke'ye girer girmez genel af ilan edildiğini bildirdi ve Ebu Süfyan'a bildirdiği şekilde, kimseye dokunulmayacağını ilan etti. Ardından içerisinde 360 put bulunan Kabe'ye yöneldi. İsra Suresi'nin 81. ayetini okuyarak putları birer birer devirdi ve daha sonra da beraberindeki Müslümanlarla Kabe'yi tavaf etti. En önemli ticaret merkezlerinden Mekke'nin fethedilmesinden sonra Muhammed'in insanları çağırdığı İslam dini Arap yarımadasında üstünlük sağlamaya başladı.

Son günleri, veda hutbesi ve vefatı

Mescid-i Nebevi'nin içindeki mezarının yan cephesi

632 yılının Mart ayında (9 Zilhicce) arefe günü 100.000 den fazla Müslüman'a Arafat vadisindeki Rahmet Dağı'nda verdiği son hitabesine veda hutbesi denir.

Veda Haccı'ndan sonra Medine'ye dönen Muhammed kısa bir süre sonra hastalandı. Son anlarında Aişe ve kızları yanındaydı. Rivayete göre Muhammed, vefatı öncesinde hastalığının en şiddetli anlarında kâğıt-kalem getirilmesini istedi. Müslümanların yollarını şaşırmamaları için bir yazı yazdıracağını söyledi. Ancak daha sonra bundan vazgeçti.[69]

Ölmeden bir süre önce Müslümanlara seslenerek hutbeyi okudu.

Oradakiler söyle dediler: "Allah'ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkıyla yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatte bulundunuz, diye şahadet ederiz!" Bunun üzerine Muhammed El-Emin şehadet parmağını kaldırdı, sonra da cemaatin üzerine çevirip indirdi ve söyle buyurdu: "Şahit ol yâ Rab! Şahit ol yâ Rab! Şahit ol yâ Rab! " Son tavsiyesi “Ellerinizdeki kölelerinize iyi davranınız, namaza dikkat ve devam ediniz!” şeklinde oldu.[70] Başı Aişe'nin göğsüne dayalı şekilde kelime-i şehadet getirdi. Ağzından dökülen son cümle “Allahümme er-refikül ala...” (Türkçe "En yüce dosta" olarak çevrilebilir.[71]) şeklindeydi. Bu şekilde 8 Haziran 632 yılı pazartesi günü vefat etti.[49]

Mescid-i Neb'evi ve Yeşil Kubbe

Muhammed vefatından sonra geride genç yaşta 9 adet dul kadın bırakmış, diğer erkekler bu kadınlarla hayatlarının sonuna kadar evlenmemişlerdir. Kur'an'da Muhammed'in eşleri müminlerin anneleri sayıldığı için, Muhammed'in vefatı sonrasında onlarla müminlerin evlenmesi caiz görülmemiştir. “Peygamber, müminlere kendi nefislerinden önce gelir. O'nun hanımları da onların analarıdır. ...”. (Ahzab Suresi: 6) [72]

Vefat haberini duyan ashab hemen evine geldi. Ömer onun öldüğünü kabullenemiyordu. Ebu Bekir “Şayet Muhammed'e tapıyor idiyseniz, bilin ki Muhammed öldü. Yok, şayet Allah'a tapıyorsanız, bilin ki Allah bâkidir.” diyerek insanları yatıştırdı. Daha sonra şu ayeti okudu:Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah'a hiçbir zarar veremez. Allah şükredenleri mükâfatlandıracaktır. (Al-i İmran Suresi: 144)[49]

Peygamber Mescid-i Nebi'nin yanında bulunan Aişe'nin evine defnedildi.

Muhammed'in vefatı sonrasında İslamdan kabileler halinde kitlesel geri dönüşler yaşandı. Müslümanların yönetilmesi için Halife seçilen Ebu Bekir ordusuyla bu kabilelerin üzerine yürüdü ve onlarla ridde savaşları adı verilen savaşlar yaptı.

Muhammed'in vefatı ile ilgili suikast de yapıldığına dair öne sürülen iddialara kanıt olarak Buhari'de geçen Ledüd Hadisi üzerinde durulur.[73]

Muhammed vefat ettiğinde geride 9 adet dul kadın ve önemli miktarda arazi ve mal varlığı bıraktı. Bunların en meşhuru tartışmaların da odağında olan Fedek Arazisi'dir. Muhammed'in ölümü sonrası Fatıma bu arazileri Halife Ebu Bekir'den istedi. Ebu Bekir bu mal ve arazilerin peygamber tarafından halkın yararına idare edilen devlete ait kamu malları olduğu gerekçesiyle bu isteği geri çevirmiştir. Eşi Fatıma'nın ölümünden sonra Ali, Fatıma'nın peygamberin mirasından payını almak için tekrar başvurdu ancak başvurusu aynı nedenlerle bir kez daha reddedildi. Bununla birlikte Ebu Bekir'den halifeliği devralan Ömer bin Hattab, Medine'deki arazileri Muhammed'in kabilesi Haşimoğulları adına Ali ve Abbâs'a verdi; Hayber ve Fedek Arazisi'ni ise devlet malı saydı.[74]

Evlilikleri ve çocukları

Muhammed, 11 ya da 13 kadınla evlenmiştir. Evliliklerinden 2'si hariç tümünü Hicret sonrası döneminde gerçekleştirmiştir. Medine döneminde Muhammed'in her bir eşi için Mescid-i Nebevi'nin duvarlarına bitişik odalar yapılmıştır. Müslümanlar, Muhammed'in eşlerini bir saygı ifadesi olarak "Mü'minlerin anneleri" olarak ifade ederler. Bunun sebebi Ahzab Suresi 6. ayette geçen ( أمهات المؤمنين ) tabiridir:

Peygamber, müminlere kendi nefislerinden önce gelir. O'nun hanımları da onların analarıdır.[75]

Muhammed'in ilk eşi Hatice'den, üç oğlu ve dört kızı olmak üzere toplam yedi çocuğu olmuş; erkek çocukları küçük yaşta vefât etmiştir. Erkek çocukları Kasım, Abdullah ve İbrahim, kız çocukları ise sırasıyla; Zeyneb, Rukiyye, Ümmü Gülsüm ve Fatıma'dır.[76][77] Muhammed'in Ebu'l Kasım (Kasım'ın babası) olan künyesi, Hatice'den olan ilk oğluna dayanır. Muhammed'in Hatice'den sonraki evliliklerinden Eşi Mariye’den olan oğlu İbrahim dışında çocuğu olmamış ve İbrahim iki yaşında vefat etmiştir.[78]

En küçük kızı Fatıma, Muhammed'in İslam tarihi açısından en fazla iz bırakan çocuğu ve soyunu devam ettiren tek çocuğudur. Alevi ve Şii anlayışında kutsanır ve ikinci Meryem olarak anılır. İslam geleneğinde Şerif ile Seyyidlerin soyları Fatıma ve Ali yoluyla Muhammed'e dayandırılır.

Hilye

Hâfız Osman'ın 1690 yılına tarihlendirilen hilyesi

İslam adetleri Muhammed'in resminin çizilmesini hoş görmediği için onu sözle tasvir etme yöntemi tercih edilmiştir. İçerik hadis ve siyer kaynaklarından alınan anlatılardan oluşur. Osmanlı hattatları bu anlatımları hilye adı verilen bir sanat hâline getirmişlerdir.[79] Hilyelerde genellikle tercih edilen rivayette Ali bin Ebu Talib Muhammedi şu şekilde vasfetmiştir:[79][80]

"Hazreti Peygamberin boyu ne çok kısa, ne de çok uzundu, orta boyluydu. Ne kıvırcık kısa ne düz uzun saçlı; saçı, kıvırcıkla düz arasında idi. Değirmi (yuvarlak) yüzlü, duru beyaz tenli, iri ve siyah gözlü, uzun kirpikliydi.

İri kemikli ve geniş omuzluydu. Göğsü, ortadan karnına kadar kılsızdı. İki avucu ve tabanları dolgundu. Yürüdüğü zaman, sanki yokuş aşağı iner gibi rahatlıkla ilerlerdi. Sağına ve soluna baktığında bütün vücuduyla dönerdi.

İki omuzu arasında "Nübüvvet mührü" vardı. Bu Onun sonuncu peygamber oluşunun nişanesi idi. O, insanların en cömert gönüllüsü, en doğru sözlüsü, en yumuşak huylusu, en arkadaş canlısıydı. Kendilerini ansızın görenler Onun heybeti karşısında sarsıntı geçirirler, fakat üstün vasıflarını bilerek sohbetinde bulunanlar ise, Onu her şeyden çok severlerdi".

Eleştiriler

Orta Çağ Hristiyan dünyası ve modern dönem öncesi zamanlarda Muhammed algısı genelde olumsuzdur.[15][81] Muhammed'in eleştirileri 7. yüzyıldan beri yapılagelmiştir. Bu değerlendirmelerde ve İslam dışı polemiklerde Muhammed bir Hristiyanlık sapkını ve/veya şeytanlarca ele geçirilmiş bir kişi olarak yer aldı. Modern zamanlarda eleştiriler genellikle; onun peygamberlik iddiası, muhaliflerine karşı şiddet politikası, kölelere sahip olması, ahlakı ve evlilikleri üzerine yapılmaktadır.

Ayrıca bakınız

Notlar

  1. Tam adı: Ebû’l-Kâsım Muhammed ibn-i ʿAbd Allâh ibn-i ʿAbd’ûl-Muttâlib ibn-i Hâşim ibn-i ʿAbd Menâf El Kureyşî (Arapça: ابو القاسم محمد ابن عبد الله ابن عبد المطلب ابن هاشم)
  2. Müslüman Ahmediye Cemiyeti, Muhammed'in son kural koyan peygamber olduğunu kabul eder ancak son peygamber unvanını reddeder. bkz.: Ayrıca Muhammed'in son peygamber olmadığına inanan küçük hareketler de vardır:
    • İslam Milleti, Elijah Muhammed'i de peygamber olarak kabul eder. (kaynak: African American Religious Leaders – s. 76, Jim Haskins, Kathleen Benson – 2008).
    • United Submitters International, Reşad Halife'yi de peygamber olarak kabul eder: (kaynak: Daniel Pipes, Miniatures: Views of Islamic and Middle Eastern Politics, s. 98 (2004))
  3. Kuran, İslam'dan bahsederken her zaman Arapça'da "yol" anlamını taşıyan din sözcüğünü kullanır.

Kaynakça

  1. Ali Aktan (Mart 2016). İslam Tarihi (Başlangıcından Emevîlerin Sonuna Kadar) (5 bas.). s. 62. ISBN 9786051331010.
  2. Elizabeth Goldman (1995), s. 63 gives 8 June 632, the dominant Islamic tradition. Many earlier, mainly non-Islamic traditions refer to him as still alive at the time of the invasion of Palestine. See Stephen J. Shoemaker,The Death of a Prophet: The End of Muhammad's Life and the Beginnings of Islam, University of Pennsylvania Press, 2011.
  3. Morgan, Diane (2009). Essential Islam: A Comprehensive Guide to Belief and Practice. s. 101. ISBN 978-0-313-36025-1. https://books.google.com/?id=U94S6N2zECAC&pg=PA101&dq=non-Muslims+Muhammad+%22founder+of+islam%22#v=onepage&q=non-Muslims%20Muhammad%20%22founder%20of%20islam%22&f=false. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2012.
  4. Esposito (1998), s. 12.
  5. Esposito (2002b), ss. 4–5.
  6. Peters, F.E. (2003). Islam: A Guide for Jews and Christians. Princeton University Press. s. 9. ISBN 0-691-11553-2.
  7. Esposito, John (1998). Islam: The Straight Path (3rd ed.). Oxford University Press. s. 9, 12. ISBN 978-0-19-511234-4.
  8. Kuran 33:40
  9. 1 2 3 4 5
  10. 1 2 3 Encyclopedia of World History (1998), s. 452
  11. 1 2 An Introduction to the Quran (1895), s. 182
  12. An Introduction to the Quran (1895), s. 184
  13. 1 2 F. E. Peters (2003), s. 9.
  14. 1 2 Esposito (1998), s. 12; (1999) s. 25; (2002) ss. 4–5
  15. 1 2 3 Buhl, F.; Welch, A. T. (1993). "Muḥammad". Encyclopaedia of Islam. 7 (2nd bas.). Brill Academic Publishers. ss. 360–376. ISBN 90-04-09419-9.
  16. Muhammad Mustafa Al-A'zami (2003), The History of The Qur'anic Text: From Revelation to Compilation: A Comparative Study with the Old and New Testaments, ss. 26–27. UK Islamic Academy. ISBN 978-1872531656.
  17. "Muhammad", Encyclopedia of Islam and the Muslim world
  18. 1 2 bkz.:
    • Holt (1977a), p. 57
    • Lapidus (2002), ss. 31–32
  19. Bakara Suresi, 89
  20. Araf Suresi, 157
  21. Nebhânî, Yusuf. Hüccetüllah ale'l-Âlemîn. s. 108-112.
  22. Halebî, es-Sîretü’l-Halebiye, 1:353
  23. El-Envârü'l-Muhammediyye mine'l-Mevâhibü'l-Ledünniyye, s. 143 (İbn-i Abbas'tan rivayet olunmuştur)
  24. Nursi, Said (2003). Sözler - 19. Söz. İstanbul: Işık Yayınları. ISBN 9758642537.
  25. Gülen, M. Fethullah (2011). Sonsuz Nur. 1. İstanbul. ISBN 9789753152136.
  26. İslam'a Cevap
  27. Watt (1953), ss. 1–2
  28. Watt (1953), ss. 16–18
  29. Bkz:
    • Esposito, Islam, Extended Edition, Oxford University Press, ss. 5–7
    • Kuran 3:95
  30. Bkz:
    • Louis Jacobs (1995), ss. 272
    • Turner (2005), ss. 16
  31. "Muhammad." Encyclopædia Britannica Ultimate Reference Suite. Chicago: Encyclopædia Britannica, 2012.
  32. 1 2 3 4 5 6 7 8 Yücel, İrfan (2012). Peygamberimizin Hayatı (21. bas.). Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları. s. 7–38. ISBN 9789751901880. http://www2.diyanet.gov.tr/DiniYay%C4%B1nlarGenelMudurlugu/WebKutuphanesi/Halkkitaplar%C4%B1/peygam_hayati.pdf. Erişim tarihi: 28 Aralık 2015.
  33. Yücel 2012, s. 30/38
  34. Sahih-Bukhari, Book 43, #658
  35. Sahih Bukhari Book 59, #641
  36. Hisham Ibn Al-Kalbi – The Book of Idols. Translated by Nabih Amin Faris. Princeton University Press, pg. 21–22
  37. "Muhammad," Encyclopedia of Islam and the Muslim world
  38. İbn-i Hişam, Sîre, c.1, s.1-3
  39. İbn Sa’d, Tabakat, c.1, s.55-56
  40. Belâzuri,Ensabü’l-Eşraf, c.1, s.12
  41. Taberî, Tarih, c.2, s.172-180
  42. Kâinatın Efendisi Peygamberimizin Hayatı, Salih Suruç, Nesil Yayınları, sayfa 40, 2013ISBN 978-975-269-894-9
  43. İbn-i Sâd Tabakat c. 1 s. 20, Müslim Sahih c. 7 s. 58
  44. 1 2 . 57. Islamic Review. 1969. http://aaiil.org/text/articles/islamicreview/1969/02feb/islamicreview_196902.pdf. Erişim tarihi: Temmuz 2013.
  45. http://archive.org/details/elementsofjewish00burnuoft
  46. http://journals.cambridge.org/action/displayAbstract?fromPage=online&aid=3863868&fulltextType=RA&fileId=S0041977X00049016
  47. Cahiliye dönemi Arap takvimi
  48. Son peygamber sorularla peygamberimiz
  49. 1 2 3 SURUÇ, Salih (2005). Peygamberimizin Hayatı. İstanbul: Nesil Yayınları. ISBN 975-408-019-4 c. 1 s.54-68.
  50. http://arastirmaciyazarlar.com.tr/popup/haber-yazdir.asp?haber=14#_Toc97344014 arastirmaciyazarlar.com.tr
  51. Yücel 2012, s. 9/38
  52. Kur'ân-ı Kerim ve Türkçe anlamı(Meal), syf.596, Diyanet İşleri Başkanlığı, Ankara, 1985
  53. Dini Kavramlar Sözlüğü. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları. 2010. ISBN 9789751936837. http://www.diyanet.gov.tr/turkish/basiliyayin/dinikavramlaroku.asp?id=1949&harf=%DC. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2013. T.C. Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı-Dini Kavramlar Sözlüğü
  54. http://www.muhammedmustafa.net/tr/altsayfavecdiakyuz.php?sayfa=yazilar/vecdiakyuz/ummi
  55. Buhârî, Bed'u'l-vahy, 3
  56. http://www.islamic-awareness.org/Quran/Sources/BBwaraqa.html
  57. http://www.aliaksoy.net/2007/03/01/ummi-peygamberin-okur-yazarligi/
  58. http://answering-islam.org/Hoaxes/illiterate.html
  59. http://www.tevhidnesli.de/AL%26%23304%3B-KURAN-h-I.htm
  60. Buhari, Sahih, c.1, s.7.
  61. SURUÇ, Salih (2013). Kainatın Efendisi Peygamberimizin Hayatı. İstanbul: Nesil Yayınları. ISBN 978-975-269-894-9 370.baskı s.157.
  62. Buhari,a.g.e., c.1, s.7
  63. SURUÇ, Salih (2013). Kainatın Efendisi Peygamberimizin Hayatı. İstanbul: Nesil Yayınları. ISBN 978-975-269-894-9 370.baskı s.159.
  64. http://hadis.ihya.org/kutubusitte/konu/748.html
  65. http://eskidergi.cumhuriyet.edu.tr/makale/303.pdf
  66. Encyclopedia of Islam and Muslim World (2003), ss. 482
  67. http://www.risaleara.com/oku.asp?a=makdis&id=884 Said Nursi, Mektubat , s.180
  68. Buhârî, Fadlü's-Salât, 20/1, Hadis no: 1190
  69. Sahih, Buhari (1960). İbn Sa'd, et-Tabakâtü'l-Kübrâ,. c. 3,. Beyrut. s. s. 91.
  70. İbn-i Sâd Tabakat c. 2 s. 254
  71. Kılıç, Mustafa Cemil (17 Ekim 2012). "En Yüce Dosta Doğru". haberiniz. 26 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20141026184339/http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/koseyazisi64716-En_Yuce_Dosta_Dogru.html. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2013.
  72. Yazır, Elmalılı Muhammed Hamdi (2011). Hak Dini Kur'an Dili. 4. İstanbul: Hisar Yayınevi. s. 141. ISBN 9789757422174.
  73. Sahih-i Buhârî, Tıp Kitabı, Ledüd Bâbı, Sahih-i Müslim, Selam Kitabı, Ledüd ile Tedavinin Mekruhluğu Bâbı, Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.6, s.118, Sünen-i Tirmizi, c. 3, s. 265
  74. Madelung (1997), s. 62.
  75. Aleem, Shamim (2007). "12. Mothers of Believers". Prophet Muhammad(s) and His Family. AuthorHouse. s. 85. ISBN 978-1-4343-2357-6.
  76. Nicholas Awde (2000), p.10
  77. 1 2 Öksüz, Hüseyin. "Hilye Levhaları" (Türkçe). tefekkurdergisi.com. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20160305000952/http://www.tefekkurdergisi.com/icerik.asp?dergi=46&konu=1230. Erişim tarihi: 9 Ağustos 2011.
  78. Ali Sultaan Asani; Kamal Abdel-Malek; Annemarie Schimmel (October 1995). Celebrating Muḥammad: images of the prophet in popular Muslim poetry. University of South Carolina Press. ISBN 978-1-57003-050-5. http://books.google.com/books?id=_10OAAAAYAAJ. Erişim tarihi: 5 November 2011.
  79. Watt (1974) p. 231

Bibliyografi

  • Yücel, İrfan (2012). Peygamberimizin Hayatı. İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları. ISBN 9789751901880. http://www.diyanet.gov.tr/turkish/diniyayinlar/dergiler/dosyalar/716943907.pdf. Erişim tarihi: 2 Temmuz 2013. 
  • Ahmed, Leila (Summer 1986). "Women and the Advent of Islam". Signs 11 (4): 665–91. DOI:10.1086/494271. 
  • Ali, Muhammad Mohar (1997). The Biography of the Prophet and the Orientalists. King Fahd Complex for the Printing of the Holy Qur'an. ISBN 9960-770-68-0. http://www.islamhouse.com/p/51772. 
  • Wijdan, Ali (23–28 August 1999). "From the Literal to the Spiritual: The Development of Prophet Muhammad's Portrayal from 13th century Ilkhanid Miniatures to 17th century Ottoman Art". Proceedings of the 11th International Congress of Turkish Art (Utrecht, The Netherlands eds. M. Kiel, N. Landman, and H. Theunissen.) (7): 1–24. http://www2.let.uu.nl/Solis/anpt/ejos/pdf4/07Ali.pdf. 
  • Armstrong, Karen (1992). Muhammad: A Biography of the Prophet. Harpercollins. ISBN 0-06-250886-5. 
  • Awde, Nicholas (2000). Women in Islam: An Anthology from the Quran and Hadith. Routledge. ISBN 0-7007-1012-4. 
  • Ballard, Harold Wayne; Donald N. Penny, W. Glenn Jonas (2002). A Journey of Faith: An Introduction to Christianity. Mercer University Press. ISBN 0-86554-746-7. 
  • Barlas, Asma (2002). Believing Women in Islam. University of Texas Press. ISBN 0-292-70904-8. 
  • Bogle, Emory C. (1998). Islam: Origin and Belief. Texas University Press. ISBN 0-292-70862-9. 
  • Brown, Daniel (2003). A New Introduction to Islam. Blackwell Publishing Professional. ISBN 978-0-631-21604-9. 
  • Bullough, Vern L; Brenda Shelton, Sarah Slavin (1998). The Subordinated Sex: A History of Attitudes Toward Women. University of Georgia Press. ISBN 978-0-8203-2369-5. 
  • Cohen, Mark R. (1995). Under Crescent and Cross (Reissue bas.). Princeton University Press. ISBN 978-0-691-01082-3. 
  • Dakake, Maria Massi (2008). The Charismatic Community: Shi'ite Identity in Early Islam. SUNY Press. ISBN 0-7914-7033-4. 
  • Donner, Fred (1998). Narratives of Islamic Origins: The Beginnings of Islamic Historical Writing. Darwin Press. ISBN 0-87850-127-4. 
  • Endress, Gerhard (2003). Islam. New Age Books. ISBN 978-81-7822-156-4. 
  • Ernst, Carl (2004). Following Muhammad: Rethinking Islam in the Contemporary World. University of North Carolina Press. ISBN 0-8078-5577-4. 
  • Esposito, John (1998). Islam: The Straight Path. Oxford University Press. ISBN 0-19-511233-4. 
  • Esposito, John (1999). The Islamic Threat: Myth Or Reality?. Oxford University Press. ISBN 0-19-513076-6. 
  • Esposito, John (2002). What Everyone Needs to Know About Islam. Oxford University Press. ISBN 0-19-515713-3. 
  • Farah, Caesar (1994). Islam: Beliefs and Observances (5th bas.). Barron's Educational Series. ISBN 978-0-8120-1853-0. 
  • Glubb, John Bagot (1970 (reprint 2002)). The Life and Times of Muhammad. Hodder & Stoughton. ISBN 0-8154-1176-6. 
  • Goldman, Elizabeth (1995). Believers: spiritual leaders of the world. Oxford University Press. ISBN 0-19-508240-0. 
  • Goldman, Ann; Richard Hain, Stephen Liben (2006). Oxford Textbook of Palliative Care for Children. Oxford University Press. ISBN 0-19-852653-9. 
  • Haaren, John Henry; Addison B. Poland (1904). Famous Men of the Middle Ages. University Publishing Company. ISBN 1-882514-05-X. 
  • Al-Hibri, Azizah Y. (2003). "An Islamic Perspective on Domestic Violence". 27 Fordham International Law Journal 195.
  • Holt, P. M.; Ann K. S. Lambton, Bernard Lewis (1977). The Cambridge History of Islam (Paperback). Cambridge University Press. ISBN 978-0-521-29135-4. 
  • Hourani, Albert; Ruthven, Malise (2003). A History of the Arab Peoples. Belknap Press; Revised edition. ISBN 978-0-674-01017-8. 
  • ibn Isa, Muhammad (Imam Tirmidhi) (2011) (Arabic with Malay translation) (Hardcover). Syama'il Muhammadiyah: KeanggunanMu Ya Rasulullah. Malaysia: PTS Islamika Sdn. Bhd.. s. 388. ISBN 978-967-3-66064-3. 
  • Ishaq, Ibn; Guillaume, Alfred, ed. (2002). The Life of Muhammad: A Translation of Ibn Ishaq's Sirat Rasul Allah. Oxford University Press. ISBN 978-0-19-636033-1. 
  • Jacobs, Louis (1995). The Jewish Religion: A Companion. Oxford University Press. ISBN 0-19-826463-1. 
  • Kelsay, John (1993). Islam and War: A Study in Comparative Ethics. Westminster John Knox Press. ISBN 0-664-25302-4. 
  • Khan, Majid Ali (1998). Muhammad The Final Messenger. Islamic Book Service, New Delhi, 110002 (India). ISBN 81-85738-25-4. 
  • Kochler, Hans (1982). Concept of Monotheism in Islam & Christianity. I.P.O.. ISBN 3-7003-0339-4. 
  • Lapidus, Ira (2002). A History of Islamic Societies (2nd bas.). Cambridge University Press. ISBN 978-0-521-77933-3. 
  • Larsson, Göran (2003). Ibn Garcia's Shu'Ubiyya Letter: Ethnic and Theological Tensions in Medieval Al-Andalus. Brill Academic Publishers. ISBN 90-04-12740-2. 
  • Lewis, Bernard (1993, 2002). The Arabs in History. Oxford University Press. ISBN 0-19-280310-7. 
  • Lewis, Bernard (1992). Race and Slavery in the Middle East: An Historical Enquiry (Reprint bas.). Oxford University Press, USA. ISBN 978-0-19-505326-5. 
  • Lewis, Bernard (21 January 1998). "Islamic Revolution". The New York Review of Books. http://www.nybooks.com/articles/4557. 
  • Lings, Martin (1983). Muhammad: His Life Based on the Earliest Sources. Islamic Texts Society.. ISBN 978-0-946621-33-0.  US edn. by Inner Traditions International, Ltd.
  • Madelung, Wilferd (1997). The Succession to Muhammad: A Study of the Early Caliphate. Cambridge University Press. ISBN 0-521-64696-0. 
  • Momen, Moojan (1985). An Introduction to Shi'i Islam: The History and Doctrines of Twelver Shiʻism. Yale University Press. ISBN 0-300-03531-4. 
  • Neusner, Jacob (2003). God's Rule: The Politics of World Religions. Georgetown University Press. ISBN 0-87840-910-6. 
  • Nigosian, S. A. (2004). Islam:Its History, Teaching, and Practices. Indiana University Press. ISBN 0-253-21627-3. 
  • Ordoni, Abu Muhammad; Muhammad Kazim Qazwini (1992). Fatima the Gracious. Ansariyan Publications. ISBN B000BWQ7N6. 
  • Peters, Francis Edward (2003). Islam: A Guide for Jews and Christians. Princeton University Press. ISBN 0-691-11553-2. 
  • Peters, Francis Edward (2003b). The Monotheists: Jews, Christians, and Muslims in Conflict and Competition. Princeton University Press. ISBN 0-691-11461-7. ASIN: B0012385Z6. 
  • Peters, Francis Edward (1994). Muhammad and the Origins of Islam. SUNY Press. ISBN 0-7914-1876-6. 
  • Peters, F. E. (1991). "The Quest of the Historical Muhammad". International Journal of Middle East Studies 23 (3): 291–315. DOI:10.1017/S0020743800056312. 
  • Peterson, Daniel (2007). Muhammad, Prophet of God. Wm. B. Eerdmans Publishing Company. ISBN 0-8028-0754-2. 
  • Rahman, Fazlur (1979). Islam. University of Chicago Press. ISBN 0-226-70281-2. 
  • Ramadan, Tariq (2007). In the Footsteps of the Prophet: Lessons from the Life of Muhammad. Oxford University Press. ISBN 0-19-530880-8. 
  • Razwi, Ali Asgher (1997). A Restatement of the History of Islam and Muslims. World Federation of K S I Muslim Communities Islamic Centre. ISBN 0-9509879-1-3. 
  • Reeves, Minou (2003). Muhammad in Europe: A Thousand Years of Western Myth-Making. NYU Press. ISBN 978-0-8147-7564-6. 
  • Robinson, David (2004). Muslim Societies in African History. Cambridge University Press. ISBN 0-521-82627-6. 
  • Rodinson, Maxime (2002). Muhammad: Prophet of Islam. Tauris Parke Paperbacks. ISBN 1-86064-827-4. 
  • Rue, Loyal (2005). Religion Is Not about God: How Spiritual Traditions Nurture Our Biological. Rutgers. ISBN 0-8135-3955-2. 
  • Serin, Muhittin (1998). Hattat Aziz Efendi. Istanbul. ISBN 975-7663-03-4, OCLC 51718704. 
  • Sikand, Yoginder (2004). Muslims in India since 1947: Islamic perspectives on inter-faith relations. London: RoutledgeCurzon. ISBN 0-415-31486-0. 
  • Tabatabae, Sayyid Mohammad Hosayn. AL-MIZAN:AN EXEGESIS OF THE QUR'AN, translation by S. Saeed Rizvi. WOFIS. ISBN 964-6521-14-2. 
  • Teed, Peter (1992). A Dictionary of Twentieth Century History. Oxford University Press. ISBN 0-19-211676-2. 
  • Turner, Colin (2005). Islam: The Basics. Routledge. ISBN 0-415-34106-X. 
  • Watt, W. Montgomery (1961). Muhammad: Prophet and Statesman. Oxford University Press. ISBN 0-19-881078-4.  (New edition 1974)
  • Watt, W. Montgomery (1956). Muhammad at Medina. Oxford University Press. ISBN 0-19-577307-1. 
  • Watt, W. Montgomery (1953). Muhammad at Mecca. Oxford University Press. ISBN 0-19-577277-6. ASIN: B000IUA52A. 
  • Weil, Gustav; Sanders, Frank K.; Dunning, Harry W. (1895). "An Introduction to the Quran". The Biblical World (The University of Chicago Press) 5 (3): 181–191. DOI:10.1086/471621. JSTOR 3135387. 
  • Brockopp, Jonathan E., ed. (2010). The Cambridge companion to Muhammad. Cambridge Companions to Religion. Cambridge University Press. ISBN 978-0-521-71372-6. http://www.cambridge.org/9780521713726. 
  • Weil, Gustav (1895). "An Introduction to the Quran II". The Biblical World (The University of Chicago Press) 5 (4): 273–286. DOI:10.1086/471639. JSTOR 3135160. 

Ansiklopediler

  • William H. McNeill, Jerry H. Bentley, David Christian, ed. (2005). Berkshire Encyclopedia of World History. Berkshire Publishing Group. ISBN 978-0-9743091-0-1. 
  • Richard C. Martin, Said Amir Arjomand, Marcia Hermansen, Abdulkader Tayob, Rochelle Davis, John Obert Voll, ed. (2003). Encyclopedia of Islam & the Muslim World. MacMillan Reference Books. ISBN 978-0-02-865603-8. 
  • P. J. Bearman, Th. Bianquis, C. E. Bosworth, E. van Donzel, W. P. Heinrichs, ed. Encyclopaedia of Islam Online. Brill Academic Publishers. ISSN 1573-3912. 
  • Lindsay Jones, ed. (2005). Encyclopedia of Religion (2nd bas.). MacMillan Reference Books. ISBN 978-0-02-865733-2. 
  • Jane Dammen McAuliffe, ed. (2005). Encyclopedia of the Qur'an. Brill Academic Publishers. ISBN 978-90-04-12356-4. 
  • Encyclopedia of World History. Oxford University Press. 1998. ISBN 0-19-860223-5. 
  • The New Encyclopædia Britannica (Rev bas.). Encyclopædia Britannica, Incorporated. 2005. ISBN 978-1-59339-236-9. 

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 12/28/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.