İrlanda tarihi

İrlanda tarihi bugünkü İrlanda Cumhuriyeti topraklarının tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar uzanan tarihini kapsar.

İlk ve Orta Çağlar

800 yılı civarından kalma el yazması Kells Kitabı

İrlandalıların ataları olan Keltlerin İrlanda Adasına Demir Çağı sırasında MÖ 8. - 1. yüzyıllar arasında yerleştikleri düşünülmektedir. Günümüzde daha çok Britanya ve İrlanda ile sınırlı olan Kelt kültürüne o dönemde İber yarımadasından Anadolu'ya kadar Avrupa'nın her bölgesinde rastlanmaktaydı.

Ancak Roma İmparatorluğu döneminde Roma kültürü Kelt kültürünü zayıflatmış, ancak İrlanda ve Britanya gibi Roma İmparatorluğu'nun sınırları dışında kalan ya da sınır uçlarında bulunan bölgelerde etkisini sürdürebilmiştir. Romalılar İrlanda'ya Hiberniya adını veriyorlardı. Yunan coğrafyacı Batlamyus MS 100 yıllarında yazdığı yazılarında İrlanda'nın coğrafyasından ve orada yaşayan kavimlerden söz etmiştir.

Hristiyanlık İrlanda'ya 5. yüzyıl'da ulaştı. Romalı Palladıus ve Saint Patrick adaya 430'lu yıllarda gelerek Hristiyanlığı yaymaya başladılar. Ayrıca Latin alfabesini adaya getirdiler. Günümüzde Saint Patrick İrlanda'nın koruyucu azizi (Patron Saint) olarak kabûl edilmektedir ve her yıl 17 Mart günü İrlandalılar tarafından Saint Patrick Günü olarak kutlanır.

İrlanda ilk defa 800 yılı civarında Vikinglerin akınlarına uğradı. 840 yılı civarında Vikingler İrlanda kıyılarında Dublin dahil birçok yerleşim yerleri kurdular. Vikingler hiçbir zaman adayı tamamen ellerine geçirmediler ve etkileri 11. yüzyıl civarında ortadan kalktı.

1167 yılından başlayarak İrlanda'nın Normanlar tarafından işgali'ne ve Normanların İralanda'yı istilâlarına sahne oldu. Bu dönemde İngiltere de zaten Normanlar tarafından yönetilmekteydi. İngiltere'nin Norman kökenli kralı II. Henry İrlanda'yı ele geçirerek oğlu John'a verdi. II. Henry ölünce John hem İngiltere kralı oldu, hem de İrlanda kralı olarak kaldı.

14. yüzyılda İngiltere'nin etkisi azaldı ve Kelt kültürü ve İrlandaca tekrar on plâna çıktı. 15. yüzyılda İngiltere'de çıkan Güller Savaşı İngilizlerin İrlanda'yı gözden çıkarmalarına neden oldu.

Protestanlığın İrlanda üzerindeki etkisi

İrlanda Krallığı'nı kuran İngiltere kralı VIII. Henry

1532 yılında İngiltere kralı VIII. Henry'nin Protestanlığı kabûl etmesi İrlanda'nın kaderini kökünden değiştirmiştir. İngilizler, Galliler ve İskoçlar birer birer Protestan olmalarına rağmen İrlandalıların çoğu Katolik kilisesine bağlı kaldılar. Bu durum günümüze kadar devam etmekte ve Kuzey İrlanda'daki mezhep kavgasının temelini oluşturmaktadır. VII. Henry 1536 tarihinden itibaren gözlerini tekrar İrlanda'ya çevirdi. İngiltere'nin sonra gelen hükümdarları olan I. Elizabeth ve I. James zamanında İrlanda tamamen İngiltere'nin hâkimiyeti altına girdi. İngiltere hükümdarları İrlanda halkını Protestan yapmak için büyük bir çaba gösterdiler. Adaya İngiliz ve İskoç Protestanlar yerleştirek koloniler kurdular. Bu Protestanlar İrlanda'nın aristokrasisini oluşturdular. Adadaki Katolik çoğunluk arasında bu Protestanlara karşı günümüze kadar süren bir hoşnutsuzluk ortamı oluştu.

1641 yılında İrlandalı Katolikler ayaklandılar. Binlerce Protestan göçmeni öldürdürerek yönetimi ele geçirdiler. Ancak 1649-1653 yılları arasında İngiliz komutan Oliver Cromwell acımasız yöntemler kullanarak tekrar İngiltere'nin İrlanda üzerindeki egemenliğini kurdu.[1] Ayaklanmanın bastırılması sırasında İrlanda nüfusunun üçte biri öldü veya sürgüne gönderildi. Katoliklerin elindeki bütün mallar ve topraklara el konarak Protestanlara verildi.

Gulliver'in Seyahatleri kitabını yazan İrlandalı yazar Jonathan Swift (1667-1745)

1688 yılında İrlanda bu sefer İngiltere'deki Katolik-Protestan kavgalarına sahne oldu. İrlandalı Katolikler İngiltere'nin Katolik kralı II. James'i destekliyorlardı. İngiltere'deki Protestanlar II. James'i tahttan indirerek yerine Protestan yeğeni II. William'i geçirdiler. Bu durum İrlanda'daki Katolikler ve Protestanlar arasında bir savaşa neden oldu. 1 Temmuz 1690 tarihinde yapılan Boyne Savaşı'nı kaybeden Katolikler tekrar büyük eziyetlere mâruz kaldılar. 1707 yılında İngiltere ve İskoçya birleşerek Büyük Britanya Krallığı'nı kurdular. İrlanda bu krallığın sömürgesi haline geldi.

18. yüzyılda Büyük Britanya Krallığı gücünü arttırarak imparatorluk hâline gelirken İrlanda daha ziyade bir tarım ülkesi olarak kaldı. 1740-1741 yılları arasında İrlanda'da büyük bir açlık ve kıtlık dönemi yaşandı. 400.000 civarında İrlandalı açlıktan yaşamını yitirdi. 1798 yılında Fransız Devriminden esinlenen İrlandalılar tekrar ayaklandılar. Bu ayaklanmanın kanlı bir şekilde bastırılmasından sonra İngiltere İrlandalıları hoşnut etmek için Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı adı altında yeni bir düzen getirdi. Günümüze kadar gelen Birleşik Krallık adı bu kökene dayanmaktadır.

Birleşik Krallık dönemi

Daniel O'Connell
İrlandalı yazar Oscar Wilde (1854-1900)

Birleşik Krallığın kurulmasındaki bir amaç İrlandalı Katoliklerin dinî özgürlüklerinin tanınmasıydı. Ancak Britanya kralı III. George buna izin vermedi. 1823 yılında Daniel O'Connell adında bir Katolik avukat Britanya ile kurulan birliğin yürürlükten kaldırılması için uğraştı ama başarılı olamadı.

1845-1849 yılları arasında İrlanda tarihinin en kötü açlık dönemlerinden biri olan İrlanda Patates Kıtlığı'nı yaşadı. Açlık yüzünden milyonlarca İrlandalı yerlerini yurtlarını bırakarak ABD ve diğer ülkelere göç ettiler. İrlanda'nın nüfusu 8 milyondan 4,5 milyona indi. Bu dönemde İrlanda Gaelcesi'nin kullanımı azaldı ve çoğunluk İngilizce konuşmaya başladı. 1886 ve 1893 yılları arasında Britanya başbakanı William Ewart Gladstone İrlanda'nın kendi kendisini yönetmesini sağlayacak yasal değişiklikleri yapmaya çalıştı ama başarılı olamadı. Ülke Britanya'ya bağlı kalmayı savunan Birlikçiler (Unionists) ve bağımsızlığı savunan Ulusalcılar (Nationalists) olarak iki gruba ayrıldı.

Bağımsız İrlanda Cumhuriyeti

Birleşik Krallık başbakanı David Lloyd George

1916 Nisan'ındaki Paskalya Ayaklanması'nın ardından gelen baskı döneminde, İrlandalı gönüllüler IRA (Irish Republician Army, İrlanda Cumhuriyet Ordusu) çatısı altında örgütlenerek Britanyalılar'a karşı bir gerilla savaşına giriştiler. İngiliz başbakanı David Lloyd George biri Kuzey İrlanda, diğeri Güney İrlanda için olmak üzere iki parlamento kurarak kontrolü elinde tutmaya çalıştı. Protestan Kuzey İrlanda'da (Ulster) parlamento toplandı. Ancak Katolik Güney İrlanda, İngilizlere ödün vermeyi reddetti. Bunun üzerine İngiliz başbakanı Lloyd George İrlandalı yurtseverlerle görüşme masasında barış yaptı. Anlaşma sonucunda Güney İrlanda uygulamada İrlanda Bağımsız Devleti adıyla bağımsızlığını kazandı (6 Aralık 1921, İngiltere-İrlanda Anlaşması). Kuzey İrlanda ise Birleşik Krallık'a bağlı kaldı.

Fakat IRA'nın aşırı kanadı, Eamon de Valera'nın öncülüğünde, İrlanda'nın bir bölümünü bağımsız, bir bölümünü de yeniden İngiltere'ye bağlı kılan anlaşmayı kabul etmedi. Bunu, bu anlaşmayı destekleyenlerin ve anlaşmaya karşı olanların savaştıkları bir iç savaş izledi. Sonunda IRA, İrlanda'nın bölünmesine razı oldu. 1925'te gerçekleşen Bağımsız İrlanda ile Kuzey İrlanda arasındaki sınır belirleme görüşmelerinden sonuç çıkmadı. De Valera'nın Fianna Fáil partisi, 1927'de başbakan William Cosgrave'in hükümetine katıldı. 1932'de De Valera başbakan oldu ve Birleşik Krallık karşıtı bir takım ekonomik önlemler aldı.

II. Dünya Savaşı'nda İrlanda tarafsız kaldı. 1948'de De Valera seçimleri kaybetti ve 1949'da İrlanda Cumhuriyeti ilan edildi. 1951'de De Valera yeniden başbakan,1959'da ise cumhurbaşkanı oldu. 1972'de bir referandum ile Roma Katolik Kilisesi'nin devlet üzerindeki etkisi ortadan kaldırıldı. 1973'te protestan Erskine Childers cumhurbaşkanı oldu. Onu Cearbhall Ó Dálaigh (1974-1976), Patrick Hillary (1976-1990), Mary Robinson (1990-1997) izledi.

Kaynaklar

This article is issued from Vikipedi - version of the 1/22/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.