Thule Cemiyeti

Thule Cemiyeti
Slogan Heil und Sieg
Kuruluş 17 Ağustos 1918
Tür Cemiyet
Lider Rudolf von Sebottendorf

Thule Cemiyeti veya Thule Tarikatı (Alm. Thule-Gesellschaft), 17 Ağustos 1918'de Vier Jahreszeiten (Dört Mevsim) Oteli'nde tüm Nazilerin manevi babaları ve başöğretmenleri olarak gördüğü Rudolf von Sebottendorff tarafından kurulan Alman milliyetçi topluluğu. Thule ismini ilk kez Massilialı Pytheas kullandı. Pytheas'a göre Thule, İngiltere'ye 6 günlük yelken mesafesinde bir adaydı. Bu ada gerçekte Grönland'ın kuzey batısında yer almaktadır ve bugün ada üzerinde ABD'ye ait Thule Hava Üssü bulunmaktadır.

Thule isminin yansımaları

Cermenist ve Viking tarihi uzmanı Andreas Heusler'in Arlesheim'daki evinin adı Thule'ydi.

Nazizmin kurucularından Adolf Josef Lanz

1911'de Jena'da kurulan Diederichs Yayınevi ise ilk kez Thule:Eski Kuzey Şiirleri adlı bir çeviri yayınlamaya başladı. 1911-1928 yılları arasında yayınlanan 28 Ciltlik bu çevirideki kitaplarda Aryan soyunun temsilcisi olan Tötonların kılıç zoruyla Hristiyanlaşmalarını ve Hristiyan olmadan 200 yıl önce kurdukları krallığın edebiyatı ele alınıyordu. 1930'lu yıllarda Nazi Almanyası'nda önemli bir yayınevi haline geldikten sonra İkinci Dünya Savaşı sonrası kapatılmış fakat 1971'de Münih'te tekrar açılmıştır ve ilk olarak Thule:Eski Ada İzlanda adlı bir kitap dizisi yayınlamaya başlamıştır. Kitabın yazarı Runik yazı uzmanı olan Hans Kuhn'du. Yazdığı önsöze göre İzlanda adası, ilk kez M.Ö. 800'lü yıllarda dinsel baskılardan kaçan İrlandalı Anchorite Tarikatı üyeleri tarafından Thule veya Thile olarak adlandırılmıştı.

Örgütün ilk yılları

Rudolf von Sebottendorf ilk kez 1912'de Guido von List'in isteğiyle Leipzig'de Germanenorden adıyla kurduğu tarikata bir üyelik sistemi geliştirmişti. Üye olacak şahıslar sadece Almanlar arasından seçiliyordu ve üye olmak isteyen kişiler ayaklarının detaylı şekilde çizilmiş resmini örgüte vermek zorundaydılar.[1] Bu uygulama Adolf Josef Lanz'ın Aryan ırkının üstün oluşuna dair bir ölçü olarak insanların oturma şeklini ve ayak ebatlarını baz almasından kaynaklanmaktaydı. Sahte belge yapımında uzman olan Sebottendorf, yasadışı olan bu yapılanmayı, sahte evraklarla Alman edebiyat tarihini araştıran bir dernek olarak tescil ettirmişti ve resmiyet kazandırmıştı.[1]

Siyasi etkileri

Bavyera Hükümeti Başbakanı Kurt Eisner'i Sebottendorf'un talimatıyla alnından vurarak öldüren Anton Arco-Valley

Başta Adolf Hitler olmak üzere Almanya'daki Nazilerin ideolojik olarak kök saldıkları ve yetiştikleri Thule Cemiyeti, Alman aydın, bürokrat, asker, medya mensubundan ve aynı zamanda soylu ve zenginlerden oluşmaktaydı.

Sebottendorf, Ağustos 1917'de Kahverengi Gömlekliler'i kurarak ülkede genel bir direniş atmosferi oluşturdu ve Benito Mussolini'ye ilham kaynağı oldu.

Öldürülen Başbakan Kurt Eisner

İlk kez 13 Nisan 1918 tarihinde bir darbe girişiminde bulunan Seottendorf'un bu girişimi sonuçsuz kaldı.[2] Sebottendorf, Almanya'da Kasım Devrimi sonrası Yahudi asıllı ve sosyalist bir gazeteci olan Kurt Eisner'in ülkenin başına geçmesi ve Almanya'yı Sovyetler'e ilhak etme çalışmaları sonucu milliyetçi olmayan Alman çevrelerin de tepkisini desteğe dönüştürerek 1919 yılının başından itibaren çeşitli suikastler ve silahlı darbe girişimleri de düzenlemiştir. Sebottendorf, 21 Şubat 1919 tarihinde Anton Arco-Valley isimli genç bir subaya o gün istifa mektubunu sunmaya giden Başkan Kurt Eisner'i öldürtmüştür.[3][4][5] Bu suikastle birlikte Baron Sebottendorf ve Thule Cemiyeti tüm ağırlığını hissettirmeye başlamıştır.

1.Dünya Savaşı sürecinde cemiyetin dünya çapındaki faaliyetleri

Özellikle İngiltere'de Windsor hanedanı'ndan ve Hollanda Kraliyet Ailesinden çeşitli temsilcilerle üyeler kabul eden Thule Cemiyeti, Kurukafa ve Kemik Cemiyeti'nden de birçok üyeyi bünyesine toplamıştır. İngiltere Kralı V. George, dönemin Hollanda Kraliçesi Wilhelmina, araştırmacı Aleister Crowley ve ABD başkanlarından Dwight D. Eisenhower, 1922-1925 yılları arasında Thule Cemiyeti içindeki bölümlerden Auðumbla 26 nolu bölüme kaydolmuşlardır.[6][7][8]

Ayrıca Kurukafa ve Kemik Cemiyetinden Charles H. Bradley, Jr. ve Stanley Woodward'ın da 1928 yılında Thule Cemiyeti'ne üye olduğu belirtilmiştir.[8]

Versay Anlaşması, Nazizimin İktidarı ve 2.Dünya Savaşı'na giden süreç

Alman istihbaratının içinde Thule'ye yakın olan yetkililer tarafından partiye üye olmakla görevlendirilen Hitler, Sebottendorff'un Dietrich Eckart'a talimatıyla Eckart'ın denetimi altına girmeye başladı. Sebottendorff Kasım 1918'de Thule Cemiyeti'ni toplayarak acil bir toplantı yaptı.

8 Kasım 1918'de Kurt Eisner'in darbeyle ülkenin başına geçmesinin ertesi günü 9 Kasım 1918 tarihinde Baron Sebottendorf'un Münih'deki Vier Jahreszeiten (Dört Mevsim) Oteli'ndeki konuşması şu şekilde:

Dün inandığımız ve önem verdiğimiz her şeyin yıkıldığına şahit olduk. Kan bağımız olan prensler yerine ölümcül düşmanımız hüküm sürüyor: Yahudiler!

Bu kaostan nelerin doğacağını bilemiyoruz.

Bizim disiplinimiz Cermanik disiplindir ve Cermanik demek soyluluk demektir. Rune yazıtlarındaki işaretimiz ‘Ar’dır. Teslisimiz Baba, Oğul, Kutsal Ruh değildir.

Bizim teslisimiz Wotan, Willi ve We’dir. Ar Aryan olanı gösterir; ilk ateşi, güneşi ve kartalı simgeler. Kartal, Aryanlar’ın sembolüdür... Bugünden itibaren sembolümüz Kızıl Kartal’dır.

Bizlere, yaşamamız için ölmemiz gerekebileceğini hatırlatacaktır.

Hepimiz tehlikedeyiz.

En amansız düşmanımız olan Yahudi'yle sonuna kadar savaşacağız. Bu, göze göz dişe diş bir savaş olacak.

Thule'nin Demir Balyozu (Gamalı Haç) benim elimde bulunduğu sürece bu savaşı sürdürmeye kararlıyım.

Almanya'nın bir kralı ve hanedanı vardı. Şimdi yok. Bize bir Führer gerekiyor. Eğer bulamazsak, bizim için çok kötü olacak, kaos başlayacak.

Savaşımızı iki cephede yürüteceğiz. Yurtiçindeki savaşımız çok kanlı ve zor olacak. Yurt dışındaki savaşımız ise 'Alman Olmayan' (Undeutsch) her şeye karşı olacak.

Şimdi dövüşmek zamanıdır, savaş vaktidir. Eskiden nasıl savaştıysam şimdi de savaşmaya hazırım.

Kızıllar, ihtilal özgürlük getirecek diyorlar. Evet, aynen öyle olacak. Bizim ihtilalimiz de bize özgürlük getirecek.

Biz sadece Alman Hükümranlığına (Reich) boyun eğeriz, muhatap oluruz, başkasına değil.

En amansız düşmanımız olan Yahudi tarafından yönetilmek istemiyoruz. Bu nedenle şimdi sizlere sekiz gün izin veriyorum. Tüm hazırlıklarınızı yapın. Henüz her şey bitmiş değildir...

[9]

Kısa bir süre sonra Hitler'in sahadaki ve imtihanlardaki başarıları, Eckart'ın Sebottendorff'a Hitler'le ilgili yazdığı raporlar neticesinde Sebottendorff, Adolf Hitler'in Führer olmasına karar verdi ve sonraki süreçte NSDAP'yi kurup Hitler'i de partinin başına getirdi. Birahane Darbesi sonrası Hitler'i ve diğer parti üyelerini hapisten çıkardı.

Thule Cemiyeti Nazi Almanyasının önde gelen birçok ismini de bünyesinde toplamıştır. 555-7 sıra numrasıyla Adolf Hitler ve bunun yanında Hans Lammers, Martin Bormann, Wilhelm Frick, Lutz Graf Schwerin von Krosigk, Franz Seldte, Bernhard Rust, Hans Frank, Anton Drexler, Heinrich Himmler, Joseph Goebbels, Franz von Papen, Richard von Hegener, Werner von Blomberg, Albert Ganzenmüller, Otto Meissner, Kurt Schmitt, Otto Georg Thierack, Hermann Göring, Albert Speer, Knud Rasmussen, Franz Gürtner, Dietrich Klagges, Rudolf Hess, Alfred Rosenberg, Karl Harrer ve birçok politikacı, soylu, sanatçı cemiyetin bünyesinde yer aldı.[8]

Örgütün soylularından Prens Gustav Franz Maria von Thurn und Taxis, Kontes Heila von Westarp, Baron Franz Karl von Teuchert ve Baron Friedrich Wilhelm von Seidlitz 9 Kasım 1918 tarihli bu konuşmadan 5 ay sonra Komünist ihtilalciler tarafından Luitpold Gymnasium'unda kurşuna dizildiler.[10]

Siyon Liderlerin Protokolleri'ni hem Türkçeye hem de 6 farklı dile çeviren Baron Sebottendorf Şeytani Yahudi Komplosu adıyla büyük bir propaganda düzenlemiştir ve etkisi bugün de devam etmektedir.

Versay Antlaşması sonucu Alman ordusu silahlarını Müttefiklere teslim etmek zorundaydı. Fakat Baron Sebottendorff, silahları işgal bölgeleri dışına çıkarıp Kahverengi Gömlekliler'e ve dağınık sivil örgütlenmelere verdi. Kurucusu olduğu Alman İşçi Partisi ve Thule Cemiyeti üzerinden bu örgütlenmeleri sağladı. Sebottendorff daha sonra NSDAP'yi kurarak partiyi belirledikleri kişilere bıraktı.

Sebottendorff'un 1937 yılında Adolf Hitler ve Nazi Partisi hakkında verdiği röportajdan kısa bir pasaj şu şekilde:

Adolf'ü ben seçtim.

NSDAP'nin her mensubu artık birer kahraman olmaya hazır.

Bana soylu biri değil, Alman ulusunu hedefim doğrultusunda ilerletecek bir lider lazımdı.

Bana korkak ve çekingen aristokrat oğlanları ve kızları değil, vatansever ve aydın çocuklar lazımdı.

Onları ben seçtim, dostlarıma talimat verdim ve bugün emin adımlarla hedefe ilerliyoruz.

Almanya kaybetmeyecek. Savaşı mağlup bitirse bile bu bir son olmayacak.

Bizim ikinci bir sığınağımız var.

Cephede hayal kırıklığı yaşarsak yolumuza orada ve istediğimiz şekilde devam edeceğiz.

Almanya kaybetmeyecek. Her şeyi hazırladım.

Almanya kaybetmeyecek.

[11][12][13]

İstanbul'da 1939'da çekilen bu fotoğrafta Sebottendorf(solda), Enver Paşa'nın kardeşi Nuri Killigil(ortada) ve Remzi Denker(sağda)

Cemiyetin inancı

Neo-paganizm ile üstün ırk milliyetçiliğinin fikir babası ve Nazizmin kurucularının öğretmeni olan Guido von List'in yazılarıyla ve Pan-Cermenizm'in okültik lideri kabul edilen Adolf Josef Lanz'ın Sebottendorff'un 1905'deki finansal desteğiyle çıkardığı Ostara Dergisi'yle sıkça aşılanan inanç, Yahudilerin dünyadaki en tehlikeli ırk oludukları ve yok edilmeleri gerektiği, Türklerin, İtalyanların ve Japonların zarasız ve dost millet oldukları, Töton şövalyelerinin soylarından gelenlerin ve ancak saf Cermen kanı taşıyanların dünyayı yönetme hakkında sahip olduğu inancıdır. Thule üyeleri Hristiyanlıktaki teslis yerine Baron Sebottendorff da dile getirdiği üzere Cermen paganizmindeki Wotan, Willi, We üçlemesine inanırlar. Alman stratejist Otto Richard Tannenberg'in 1911'de yayınladığı Büyük Almanya adlı kitaptaki stratejilerden de ötürü, Thule Cemiyeti buradan hareketle Almanların kutsal krallığı kurmak için tüm dünyaya yayılmaları ve ellerinden gelebildiğince bilgi toplamaları gerektiği fikrini de aşılamıştır. Baron Sebottendorff birçok toplantıda sıkça Pan-Cermenizm ve Kutsal Krallık vurguları yapmıştır.

Cemiyetin günümüzdeki durumu

1980'de Kassel şehrinde Thule Kongresi düzenlendi. Fransız Akademisinde ödül alan Alain de Benoist kongreyi düzenleyen kişiydi. 2004'de Thule Times adlı bir gazete de yayımlamaya başladı. 1980'de Thule'yi yeniden örgütleyen bir başka kişi ise ünlü Neo-nazi Pierre Krebs'di.[14] 1999 yılında Thule Netzwerk adıyla yayın yapmaya başlayan radyolar, ağırlıklı olarak Tibet'te ve Türkmenistan'da yayın yapmıştır. 22 Ekim 1995'de New York Times'da yer alan bir haber Thule Netzwerk'e dikkat çekmişti. Fakat Thule Netzwerk, 1995 değil 1993'den beri Mailbox Phantom, BBS, Direniş BBS ve Elias BBS adlarıyla kamufle olmuştu. Bu sebeple Thule Netzwerk'in ilk yayını 20 Mart 1993 tarihindedir.[15]

Örgütün sembolleri ve amaçları birçok ülkede faaliyet gösteren büyük küresel şirketlerin bir kısmının sahiplerince yaşatıldığı iddia edilmekle birlikte, açık bir şekilde Ku Klux Klan, Neo Nazi ve çeşitli ırkçı gruplar tarafından savunulmaktadır.

Ayrıca Bakınız

Kaynakça

  1. 1 2 Aytunç Altındal, Bilinmeyen Hitler, 13.Baskı, Sayfa 182
  2. Joachim Fest, Hitler, Sayfa 116
  3. The Occult Roots of Nazism, Nicholas Goodrick-Clarke, Sayfa 149
  4. Aytunç Altındal, Bilinmeyen Hitler, 13.Baskı, Sayfa 187
  5. https://de.wikipedia.org/wiki/Kurt_Eisner
  6. Nev Galata Mecmuası, Sayfa 21, Ekim 1947
  7. Yeni Ahkam Dergisi, 6.Sayı, 1953, Sayfa 4
  8. 1 2 3 2071'e Doğru Dergisi, Aytunç Altındal, 2003, Sayfa 28-47
  9. Hitler Gelmeden Önce, Sayfa 57-58, Rudolf Von Sebottendorff
  10. Aytunç Altındal, Bilinmeyen Hitler, 13.Baskı, Sayfa 179
  11. Elite Idee Zeitschrift, 1937 Ekim Sayısı
  12. Nev Galata Mecmuası, Sayfa 9, Kasım 1949
  13. İstanbul Posta Ekspresi, 15 Nisan 1951
  14. Aytunç Altındal, Bilinmeyen Hitler, 13.Baskı, Sayfa 184
  15. Aytunç Altındal, Bilinmeyen Hitler, 13.Baskı, Sayfa 183
This article is issued from Vikipedi - version of the 11/30/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.