Potidea Ayaklanması

Potidea Ayaklanması

Halkidiki Yarımadası
TarihAyaklanma Nisan MÖ 432[1]
Muharebe Haziran MÖ 432[2]
BölgePotidea / Yunanistan
SonuçAtina galibiyeti
Taraflar
Korint
Potidea
Halkidiki
Bottia
Makedonya
Atina
Komutanlar ve liderler
Aristeus Archestratus
II. Kallias  
Phormio
Kayıplar
Muharebe : 300
Kuşatma : bilinmiyor
Muharebe : 150
Kuşatma : bilinmiyor

Potidea Ayaklanması, MÖ 432 yılında Halkidiki Yarımadası'ndaki Potidea kenti'nin Atina'nın dayatmalarına karşı başlattığı bir ayaklanmadır. Ayaklanmanın ardından bir Atina birliği. Bölgeye gönderilmiş, kent dışında gerçekleşen muharebenin ardından kent kuşatılmıştır. Çeşitli kaynaklarda olay Potidea Muharebesi ya da Potidea Kuşatması olarak da yer almaktadır.

Atina, Sybota Deniz Muharebesi'nden hemen sonra, bu girişiminde amacına ulaşması engellenen Korint'in kendisine karşı bir misillemede bulunacağından endişe duymaktaydı. Bu misilleme bir Korint kolonisi olan Potidea'da beklendi ve kentin Korint'le bağlılığı kesilmeye çalışıldı. Bu baskılar üzerine kent Atina'ya başkaldırmıştır. Bölgeye sevk edilen Atina ordusu bunun üzerine kente ilerledi, kent dışındaki bir muharebede karşısındaki kuvvetleri atarak kenti kuşatma altına aldı. İki yılı aşkın süre kuşatma altında tutulan kent, sonunda açlığa boyun eğerek teslim olmuştur.

Potidea Ayaklanması, savaşı ve kuşatması, Peloponez Savaşı'nın bir muharebesi değildir. Potidea'da yaşanan olaylar, doğrudan doğruya Korint'in meseleleriydi ve Peloponez Birliği bu olaylara fiilen olarak katılmamıştı.[3] Bununla birlikte Sparta'nın dolayısıyla Peloponez Birliği'nin Atina'ya savaş ilan etmesi kuşatma sırasında gerçekleşmiştir.[4] Bu bağlamda Potidea'daki olaylar Peloponez Savaşı ile ilişkilendirilmektedir.

Savaş nedeni

Halkidiki Yarımadası ve çevre bölgeler

Potidea, Halkidiki Yarımadası'na bağlı üç yarımadanın en güneydeki Pallene Yarımadası'nın (günümüzde Kassandra Yarımadası) kıstağında yer almaktadır. Kent, Peloponez Birliği üyesi olan Korint'in bir kolonisi olarak kurulmuş olmasına karşın Atina'nın kontrolündeki Attik Delos Birliği üyesidir.[5] Bununla birllkte anakentle bağımlılığı sürmekte, yıllık olarak atanan ve yargı – yürütme yetkilerine sahip görevliler halen Korint tarafından gönderilmektedir.[5] Kentin hem Attik Delos Birliği üyesi, hem de Korint'e bağlı olması normal zamanda bile bazı güçlüklere yol açmaktadır.[5] Fakat Korint'le Atina arasında gerçekleşen Sybota Deniz Muharebesi sonrasında durum Atina için daha da sıkıntılı görülmeye başlanmıştır. Bunda kuşkusuz ki savaş sonrasında Korint'e karşı Atina'da uyanan güvensizliğin etkisi vardır. Gerçekten de Korint, bir misilleme arayışındaydı. Sybota Deniz Muharebesi'yle belirgin olarak başlayan ve Atina ile Peloponez Birliği'ni savaşa götüren baskılar gelişerek devam etmekteydi.[6] Atina, Korint'in Potidea'da bir başkaldırıyı kışkırtıcağına inanmaya başlamıştı.[7] Dahası Makedonya kralı II. Perdikkas da aynı yönde çaba harcıyordu. Aslında eskiden beri Atina'nın dostu ve müttefiki olan Makedonya'yı kendine düşman haline getiren yine Atina'dır. Atina, MÖ 434'de Perdikkas'la taht için mücadeleye giren kardeşi Philip'i ve bu çerçevede itilaf yaşanan Elimiotis (günümüzde Elimeia]] kralı Derhas'ı desteklemiş ve müttefik olmuştu.[8] II. Perdikkas buna karşı sadece Potidea'yı değil Bottiaea (Bottia), Trakya ve Halkidiki halklarını da ayaklanmaya teşvik ediyordu.[8] Dolayısıyla Atina'da, Potidea'da ortaya çıkacak bir ayaklanmanın, önemli ölçüde tahıl ithalatı yapılan Trakya'ya kadar çok geniş kapsamlı olarak yayılacağından endişe duyuluyordu. Bu gelişmelerin farkında olan Atina[6] Makedonya'ya Makedonya'ya bin hoplit'ten oluşan bir kuvvet sevk etmek üzereydi.[5] Diğer yandan Potidea üzerindeki Korint etkisine bir son vermeye kararına varılmıştır.[5] Bu karar ve bu yöndeki uygulamalar Sybota'dan hemen sonrasına denk gelmektedir.[8] Bu kararın ardından Potidea'dan resmi olarak, Korintli yöneticilerin kentten gönderilmesi ve gelecek yıllarda gönderilecek Korintli yetkililerin kabul edilmemesi, bunu garantilemek üzere Atina'ya rehineler gönderilmesi ve kent surlarının güneye, kıstağa bakan kesiminin yıkılması isteyen bir ultimatom verilmiştir.[6]

Bu ultimatomu MÖ 433- 432 kışında alan[9] Potidealılar biliyordu ki Atina isteklerini geri çevirecek olurlar ve bu şekilde Atina'ya başkaldırırlarsa kuzeyde bir müttefikleri vardı. Potidea yine de konuyu görüşmek ve bu isteklerden vazgeçilmesini sağlamak için Atina'ya, diğer yandan da ikinci bir müttefik sağlamak üzere Sparta'ya elçiler göndermişlerdir.[10] Atina'ya giden Potidea elçileri olumlu bir sonuç elde edemediler. Fakat Spartalılar, Atina eğer Potidea'ya saldıracak olursa Attika'yı istila edecekleri sözü verdiler.[10] Bu haberler Potidea'ya ulaştığında komşu kentlerle birleşerek Atina'ya başkaldırmaya karar verilmiştir.[5]

Muharebe öncesi

Makedonya için gönderilen Atina kuvvetleri General Archestratus ve dört yardımcısının komutası altında bin hoplit ve 30 gemiden oluşan bir kuvvettir.[8] Esas görevleri Potidea'nın surlarının yıkılmasını sağlamak ve rehinler almaktı.[11] Ordunun ve filonun denize açılması muhtemelen MÖ 433 yılı Nisan ayı ortalarıdır.[12] Bu haber alınır alınmaz Potidea da savaş hazırlıklarına başladı ve Halkidiki kentleri ile Bottia ile birlikte ayaklanmaya gittiler. Bu arada Perdikkas, sahil kesiminde yaşayan Halkidiki halkını, kentlerini terk ederek daha iç kesimdeki Olynthu'a çekilmek konusunda ikna etmiştir.[1]

Archestratus kuvvetleri Trakya kıyılarında karaya çıktıklarında bölge zaten ayaklanmıştır. Komutanları, aynı anda hem Potidea ile hem de Makedonya ile savaşacak kadar adamı olmadığını düşünerek önce Makedonya üzerine yürümeye karar vermiştir.[11] Derhas'ın ordusu zaten Makedonya'yı batıdan istilaya başlamıştı.[1] Archestratus'un bu kararı diğer yandan, Korint'in gönüllüler ve Peloponez'li paralı asker olarak 600 hoplit[not 1] ve 400 hafif piyadeden oluşan Aristeus komutasında bir kuvvetin Potidea'ya ulaştırması için gereken zamanı sağlamıştır. Bu kuvvetler Potidea Ayaklanması'ndan dört gün sonra kente ulaşmışlardır.[13] Korint'in gönderdiği askeri birliğin esas olarak Korintli gönüllülerden olması, kendisini Otuz Yıl Barışını ihlal etmiş olmaktan korumak içindi.[1] Bu kuvvetin yolda olduğunu öğrenince Archestratus Atina'ya haber ulaştırmıştır. Atina, 40 gemi ile 2 bin hoplitten oluşan ilave bir kuvveti II. Kallias komutasında bölgeye gönderdi.[14] İkinci ordu da ilk gönderilen kuvvetlere katılmış, Therma'yı ele geçirip Makedonya'nın Pydna kentini kuşatmıştır. Sert bir kuşatmanın sonunda, zaten ülkesi diğer yandan da saldırı altındaki Perdikkas'la uzlaşmaya varıldı.[14]

Bu uzlaşmanın bir sonucu da bölgedeki kentlerden 3 bin hoplitle ve 600 Makedonya süvarisinin Atina ordusuna katılması olmuştur. Bu kuvvetler daha sonra kıyı boyunca ilerleyerek Potidea'ya ulaştılar.[14] Fakat bu arada Makedonya Kralı Perdikkas taraf değiştirmiştir. Bununla birlikte Makedonya süvarisi yine de Atina ordusu kontrolünde kalmış olmalıdır.[5]

Muharebe

Tarih çalışması esas olarak Peloponez Savaşı'nı konu alan, ama öncesindeki gelişmeleri de ayrıntılı olarak yazan Tukididis'in verdiği bilgilere göre, iki kademede gönderilen Atina birlikleri toplam üç bin hoplitten oluşmaktadır. Bu kuvvetlere Makedonya'dan katılan hoplit sayısı 3 bindir ve 600 süvari vardır. Ancak Atina kuvvetlerinin Potidea üzerine yürümeden önceki harekatlardaki kayıpları hakkında Tukididis bir bilgi vermemektedir. Bu durumda bu muharebeye katılan Atina ve yanlarındaki güçler 6 bin hoplitten az ve 600 süvari olmalıdır. Potidea – Korint ve yardıma gelen kuvvetler ise daha belirsizdir. Korint kuvvetlerinin 600 hoplit ve 400 hafif piyadeden oluştuğunu Tukididis vermektedir. Ancak Potidea ve diğer katılımları vermez.

Potidea'da savunmaya hazırlanan birlikler, Potidea kuvvetleri yanında Korint, Halkidiki ve Makedonya kuvvetleridir. Tüm piyade birlikleri komutanı olarak Aristeus seçildi. Süvarilerin komutası ise yerine bir generalini vekil bırakarak Potidea'ya gelen Perdikkas'a verilmiştir.[15] Aristeus'un planına göre eldeki tüm birlikler, iki görev kuvveti olarak ayrıldılar. Korint ve Potidea birlikleri kentin hemen kuzeyinde kıstakta savunma durumu aldılar. Halkidiki ve Makedonya birlikleri ile Perdikkas'dan 200 süvari ise kentin yaklaşık 11 km. kuzeydoğusundaki Olynthus'da, kıstağın dışında tertibat almışlardır.[15] Bu kent, Perdikkas'ın önerisini benimseyen Halkidikililer tarafından tahkim edilmişti.[10] Bu hareket tarzından amaç, Atina ordusunu kent dışında karşılamak ve kıstaktaki savunmaya saldırıldığında onlara geriden saldırmaktı.[15] Ancak bu plan Atina komutanlığı tarafından fark edilmiş, General Kallias ve dört yardımcısı komutasında Makedonya süvarisi ve bir kısım müttefik kuvvetler Olynthus'a gönderilerek önlem alınmıştır. Bu şekilde savunma planının en önemli parçası boşa çıkarılmış oldu.[15]

Geri hattını güven altına alan Atina ordusu MÖ 432 yılının muhtemelen haziran ayında[2], kıstaktaki ana savunma kuvvetlerine saldırıya geçmiştir. Savunmanın Aristeus komutasındaki Korint kesimi başarılı bir muharebe vermiş karşısındaki kuvvetlerin saflarını yarmış, onları hatırı sayılır bir mesafe kovalamıştır.[15] Fakat diğer tüm hatlarında Atina ordusu galip gelmiştir. Bu kesimdeki Potidealı ve Peloponezli kuvvetler geri çekilerek kent surları gerisine sığındılar.[15] Bu durumda Aristides yoğun okçu taarruzu altında deniz kıyısından kente çekilmek zorunda kalmıştır.[16] Olynthus'taki kuvvetler de durum üzerine kente çekilmişlerdir.[16] Bu arada Makodon süvarisi Atina safına geçmişlerdir.[16] Atina'nın kesin galibiyetiyle sonuçlanan bu muharebede Atina kayıpları General II. Kallias da aralarında olmak üzere 150 kişidir. Potidea ve müttefiklerinin kayıpları ise 300 kişidir.[16] Muharebedeki Atina kayıplarının muhtemelen çok büyük bir bölümü Aristeus'un komuta ettiği kesimde olmuştur.

Kuşatma

Zaferlerini kutladıktan sonra Atina ordusu Potidea'yı kuşatma altına almak için hazırlıklara başlamıştır. Başlangıçta kıstakta, kentin kuzeyinde bir duvar ördüler. Ancak kentten yapılabilecek bir huruç karşısında durumlarını korumaya yeter sayıda asker olmadığını düşünerek daha sonra kentin güneyine de bir duvar inşa edilmiştir.[5] Zaten güçlerinin yetersiz olduğunu düşündüklerinden kente karşı bir harekete de girşmediler.[17] Bu endişe Atina'ya bildirildiğinde General Phormio komutasında 600[not 2] hoplitten oluşan üçüncü bir takviye kuvveti kuşatmaya gönderilmiştir.[17] Deniz yoluyla gönderilen bu kuvvetler Pallene Yarımadası'nda Potidea'nın güney kesimine çıkarıldılar. Çevreyi yağmalayıp yakıp yıkarak kente yürüdüler ve güneyde bir dizi kuşatma amaçlı tahkimat inşa ettiler. Böylece donanmaının da katkısıyla kent bütünüyle kuşatılmış oldu.[17] Bunun ardından Phormio, emrindeki 600 adamla bazı yerleşimleri istila ederken Halkidiki'nin genelini ve Bottia'yı yağmalamıştır.[18]

Korint kuvvetleri komutanı Aristeus, kentin kuşatma altında daha fazla dayanma umudu olmadığını düşünerek, kentin savunması için kendi komutasında 500 kişilik bir kuvveti geride bırakarak tüm kuvvetlerin ve sivil halkın denizden tahliyesini önermiştir.[18] Bu önerisinin kabul edilmesi üzerine kentten çıkarak savunmaya dışarıdan destek olmaya çalıştı. Yanında bir kısım Halkidikili savaşçı vardı ve destek birliği gönderilmesi için Peloponez Birliği'ne haber gönderebilmeye çalıkşıyordu..[18]

Kent, yıl boyu kuşatma altında dayanmıştır. Kuşatmadan sonuç alınamaması Atina'yı yeni bir kuvveti harekete geçirmeye yöneltmiştir. Oluşturulan yeni kuvvet 4 bin hoplit ve 300 süvariden oluşuyordu. Bu kuvvetlere destek olarak 100 trireme ve 50 çeşitli tür gemilik bir deniz gücü seferber edilmiştir. Bu deniz gücü Attik Delos Birliği üyesi Midilli ve Sakız'dan Atinalı general ve devletadamı Hagnon ve Kleopompus komutası altındadır.[5]

Kent iki yılı aşkın süre boyunca kuşatma altında tutuldu. Bu süre boyunca gıda stokları azaldı ve uzun süre kuşatma altında tutulan her kentte olduğu gibi halka günlük olarak dağıtılan erzak miktarı muhtemelen kademe kademe azaltıldı. Atina, kentin eninde sonunda açlığa boyun eğerek teslim olacağını düşünüyordu ve kaçınılmaz olarak bu oldu. Kentte yaşayan tüm hayvanlar öldürülüp yenildikten sonradır ki Tukididis, insan eti yeme olaylarının görüldüğünü yazmaktadır.[19]

Muharebenin kayıpları Atina için yüksek olmasa da uzun süren kuşatmanın kayıpları oldukça fazladır.[20]

Peloponez Savaşı kararı

Henüz Potidea Kuşatması sürerken tüm Yunanistan'da Atina'nın tutumuna karşı genel bir hoşnutsuzluk gelişiyordu. Halkidiki'de bir Grek kentinin kuşatılması ve çevre yerleşimlerin yakılıp yıkılması, özellikle de Atina'nın birçok kent devletini limanlardan ve pazarlardan uzak tutması, bu kent devletlerini Peloponez Birliği'ne ve Sparta'ya yönelmeye yol açıyordu. Atina, Themistokles'in çabalarıyla Grek dünyasıın en güçlü donanmasını şimdilerde de Attik Delos Birliği'nin üyelerinden toplanan katılma paylarıyla finanse ediyor ve eşsiz finansal kaynaklara dayanarak gerektiğinde güç kullanıyordu. Böylelikle Attik Delos Birliği'ne dayanarak kendi imparatorluğunu oluşturuyordu. Artık Spata da açık açık Atina'yı bu saldırgan tutumuyla Otuz Yıl Barışını çiğnemekle suçluyordu.[21] Ardından bir Atina heyeti Sparta'ya gitmiştir.[22] Ancak görüşmeler olumlu bir sonuca götürülemedi. Sparta, müttefiklerinin görüşlerini aldı ve Atina'nın MÖ 432 yılında[4] daha 14. yılında Otuz Yıl Barışı'nı çiğnediğine ve savaşa karar verildi.[23] Bu kararın alınmasında Sparta önemli rol oynamış, müttefiklerini ikna etmişir. Çünkü Atina'nın gücünün daha fazla büyümesinden çekiniliyordu. Zaten Yunanistan'ın daha şimdiden büyük bir kısmını kontrol altına almıştı.[24]

Değerlendirme

Politik ve askeri yönetimini Perikles'in üzerine aldığı Atina, seferin başlatılmasından hemen önce, görünüşe göre Makedonya'daki gelişmeleri ve Potidea'daki ayaklanma eğilimlerini yeterince değerlendirememişdir.[1] General Archestratus komutası altında gönderilen bin hoplitlik birlik, daha çok bir güç gösterisi gibidir. Bu kuvvetin, Potidea'nın surları yıkması ve istenen rehineleri vermesi için yeterli olacağı düşünülüyordu. Fakat Archestratus kuvvetleri bölgeye geldiğinde zaten bölge ayaklanmış durumdaydı. Bu durumda güç gösterisinin yeterli olmayacağı, Potidea'ya karşı doğrudan kuvvet kullanımının gerekeceği açıktı. Üstelik ayaklanmış başka kentler de vardı. Yetenekli bir komutan olduğu anlaşılan Archestratus'un öncelikle zaten saldırıya uğramış olan Makedonya üzerine yürümek, bu gücü saf dışı ettikten ve ordusunu bu ülkeye saldıran güçlerle takviye ettikten sonra Potidea ile ilgilenmeye karar vermesi duruma uyan bir stratejiydi. Ne var ki Potidea üzerine yürümekteki bu gecikme Korint'in kente kuvvet gönderebilesine fırsat vermiş oldu ki bu kuvvetler kuşatmanın sonuna değin Atina'nı başına büyük sorunlar açacaktır. Korintli komutan Aristeus da yetenekli bir komutandı. Nitekim kıstaktaki muharebe kaybedilip kente çekilindiğinde süvari dışındaki tüm unsurların komutanlığı için Aristeus seçilmişti.[15] Tukididis da askerlerinin ona bağlı olduğunu ve bu askerlerin kıstaktaki muharebede bir kahramanlık örneği verdiklerini yazmaktadır.

Kallias'ın iki bin adamıyla takviye edilen Atina kuvvetleri Makedonya'daki ayaklanmayı Derhas'ın yardımıyla bastırdıktan sonra, buradan aldığı ilave 3 bin hoplit ve 600 süvariyle Potidea yaklaşımını tutan savunmayı bozguna uğratmış ve kentin anakara yönünü kapatmışsa da, kuvvetleri bu kez kenti kuşatmak için de yeterli değildir. Bunun üzerine Atina Phormio komutasında 600 asker daha göndermiştir. Daha sonra da 4 bin hoplit ve 300 süvari Potidea'ya sevk edilmiştir. Tüm bunlar Perikles'in bu harekata, kuvvetlerini parça parça sürmek gibi zayıf bir strateji izlediği yönünde yorumlanmaktadır.[2] Toplamda 7.600 hoplit ve 600 süvari bu sefere katılmıştır. Sonuç olarak bu sefer Atina'ya iki bir talent gümüşe mal olan ağır bir yüktür.[19] Fakat çok daha önemlisi kuşatmanın uzun sürmesinin Yunanistan'daki etkileridir. Peloponez Birliği üyesi kent devletleri, başta Korint olmak üzere, Atina'ya savaş ilan edilmesi yönünde öylesine güçlü bir cephe oluşturmuşlardır ki, Atina'yla savaşmak ya da Yunanistan'a savaşa sürüklemek konusunda isteksiz olan Sparta, sonuçta bu karara uymuş ve onaylamıştır. Böylece Peloponez Savaşı'nı başlatacak olan karar alınmış oldu. Bu savaş sırasında Pers İmparatorluğu, en azından Batı Anadolu'daki hakimiyetini yeniden kurmak için, kuvvet kullanarak başaramadığını (Yunan-Pers Savaşları) bu kez, Yunanistan'daki savaş üzerinden yürüttüğü politikadan yararlanarak elde etmeye çalıştı ve bunu başarabildi. Bu sonucu elde edebilmesi, Atina'nın İmparatorluğu'nun çökmesiyle ve Attik Delos Birliği'nin çözülmesiyle birlikte oldu. Yunanistan'a gelince, savaşı Peloponez Birliği kazandı ama tüm Yunanistan artık yoksulluk içindeydi.

Notlar

  1. İnternetten ulaşılabilen bir kısım kaynakta bu rakam 1.600 olarak verilmektedir. Ancak Tukididis'in verdiği rakam 600dür.
  2. İnternetten ulaşılabilen bir kısım kaynakta bu rakam da 1.600 olarak verilmektedir. Ancak Tukididis'in verdiği rakam 600dür.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Kaynaklar

This article is issued from Vikipedi - version of the 10/17/2013. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.