Neokonfüçyüsçülük

Neokonfüçyüsçülük, Song Hânedanlığı zamânında oluşup kökeni Konfüçyüsçülük'te olan, fakat aynı zamanda Daoizm ve Budizm'den de etkilenmiş dînî ve felsefî bir akımdır. Neokonfüçyüsçülük, Song Hânedanlığı kurulduğundan beri Çin'e hâkim olmuş en etkin düşünsel akımlardan biridir. Çince'de bu kavram, bu şekliyle mevcut değildir. Onun yerine Songxue (Çince: 宋學; pinyin: sòngxué; düz olarak "Song öğretisi"), Lixue (Çince: 理學; pinyin: lǐxué; düz olarak "temel öğreti") veyâ Xinli Xue (Çince: 心理學; pinyin: xīnlǐxué; düz olarak "temelin ve kâlbin öğretisi") diye bilinir.

Değişik Neokonfüçyüsçü filozoflarda önemi olup aşağıda açıklanacak olan kavramların bütünü, daha eski olan Çin felsefesi'nde de mevcuttu. Ancak Neokonfüçyüsçülük'te bu kavramlara yeni bir ağırlık ve yorum verilmiştir.

Neokonfüçyüsçülüğün Başlangıcı

Neokonfüçyüsçülüğün açık karakteristiklerinden biri, o zaman yaygın olan Kozmolojik meraktır. Bu açıdan Neokonfüçyüsçülük'ün Daoizm'e olan yakınlığı belli olur. Konfüçyüsçülük'e göre yeni olan bu akımın ilk belirgin kişilik, 1017-1073 arasında yaşamış olup kimi zaman bu akımın "kurucusu" olarak da görülen Zhou Dunyi'dir. Song zamânında tekrar kullanılan düşüncenin öncülerini Han Hânedanlığı'nın ilk zamanlarında bulmak mümkündür. O dönemde mevcut olan Yeni Metinler Okulu, dînî unsurları da içine alan bir Konfüçyüsçülük öğretmiştir. Han zamânında oluşmuş bu düşünce sistemi, 179-104 yılları arasında yaşamış Dong Zhongshu'nun öğretilerine bağlıdır. Tang zamânında Neokonfüçyüsçülük'ün bir öncüsü, şüphesiz ki meşhur bilgin Han Yu'dur.

Zhou Dunyi'nin öğretilerinin temelinde ona bir râhip tarafından hediye edilmiş olan daoistik diyagram vardır. diyagramı açıklayan yazısında sınırsızın (geleneksel Çin yazısı: 無極, basitleştirilmiş Çin yazısı: 无极; pinyin: wú jí) aynı zamanda en üst sınırı (Taiji) oluşturduğunu vurgulayıp bu iki ögenin hareket ve sukûnetiyle yin ve yang'ın ortaya çıktığını ifâde eder. Guru, isteklerden uzak sukûneti seçip en üst prensip haline getirerek insanlık için en üst ölçüyü oluşturur. Sınırsızlık kavramında ve olmamakla sukûnet kavramlarına meyletmekle Daoizm ve Budizm'in etkileri görülmektedir. Neokonfüçyüsçülük'ün buna rağmen hâlâ bu dinler yerine Konfüçyüsçülük'e dâhil edilmesinin nedeni, bu kavramın savunucularının görüşlerin Yijing ve yorumları yanında diğer klâsik Konfüçyüsçü eserlere dayanmasındandır.

İkinci önemli öncü Neokonfüçyüsçü filozof, 1011-1077 yılları arasında yaşamış olup kosmolojik konularla, bilhassa evrenin oluşumuyla ilgili nümerolojik spekülasyonlarla ilgilenen Shao Yong'dur. Bu spekülatif düşünceler, daha sonra taoistik kehânetlerde kullanıldı. Bu spekülasyonlarıyla önceden yorumlanmış olaylara başka bir yorum getirerek onlara daha büyük bir anlam verdi.

Kosmolojik yönelimden ontolojik yönelimli felsefeye geçişi 1020-1077 yılları arasında yaşamış olan Zhang Zai, "maddeci düşünce" olarak da nitelendirilen felsefî sistemiyle yapmıştır. Kullandığı temel kavram, bir çeşit eterimsi madde olup her şeyi içine aldığı sanılan Qi'dir. Zhang Zai'de vârolmama kavramı konu olmaktan çıkar, Qi'yi ondan önce deneyüstü ve kendiliğinden vâr olan gerçekler olarak vasıflandırılan Dao, Taiji ve Taixu ("büyük boşluk") gibi kavramların yerine geçirmiştir. Zhang Zai için evren, şekilsiz olan yüce öğreti ve onun şekillenmiş hali olan dünyâdan oluşmuş olan değişmez bir varlıktır. Bu varsayımla Zhang Zai, yokluğu inkâr etmiş, fakat insanla evren arasında ayrılmaz ve kapsamlı bir bağlantıyı öğretilerinde bahsetmiştir.

Neokonfüçyüsçülük'ün Sonrası ve Zhu Xi

Neokonfüçyüsçülük'ün öncülerinden sonra yetişen yeni nesilinde Cheng Hao kardeşler (1032-1085) ve Cheng Yi (1033-1108) bilhassa dikkati çeker. Bu filozoflar Li'yi ("düzen prensibi") öğretilerinin temel taşı yapmışlardır. Li kosmolojik, ontolojik ve ahlâkî prensiptir. Vâroluşun temel nedenini ve kişisel varlığın düzen yapısını oluşturur. Neokonfüçyüsçü törebilimin önemli başka bir kavram, Cheng Hao için Konfüçyüs tarafından da vurgulanan insâniyet (Çince: ; pinyin: rén)'dir. Fakat Cheng'de bu kavramın bir yan anlamı sevgi olup bütün varlığı birbirine bağlayan bir nitelik taşır. Cheng Yi için insânî tabiat, Mengzi bağlamında Li'nin ürünü olup sınırsız iyidir. Fakat "eter maddesi" (Qi) kayıtsız bir yapısı olup mükemmel olmayan 'kötü'yü oluşturan hareketlere sebeptir. Çünkü Qi'den "madde" (Çince: ; pinyin: cái; düz olarak "malzeme") ya da "yetenek" (Çince: ; pinyin: cái; düz olarak "yetenek") ondan doğar ki bundan da insanlar oluşur. Bu farklılaşmayla Cheng Hao'da da her şeyi birbirine bağlayan sevgiye dayanan kendi kendini uygarlaştırma prensibi, Cheng Yi'de başka bir türlü vurgulanır. O, dikkati Jing'de toplamaktadır (ve kelimesi kelimesine "saygı" demektir). Jing, tamâmen farklı olan şey veyâ varlıkların özelliklerini dikkate ve ciddîye almaktır.

Cheng Yi'de anılan "şeylerin araştırılması" kavramı, âyin klâsiklerinden olan Liji'deki bir bölümden alıntıdır. Bu kitabın başka bir bölümüyle birlikte "Büyük Öğreti" (Daxue) ve "Ortada Karar Kılmak" (Zhong Young) kitapları, Mengzi ve "Konfüçyüs'ün Konuşmaları" (Lunyu)'yla berâber "Dört Kutsal Kitap"ı (Si Shu) oluşturur.

Neokonfüçyüsçü akımın içinde en kısa zamanda biri gerçekçi veyâ rasyonalist, diğeri idealist veyâ kurumlaştırıcı olarak bilinen iki değişik yön oluştu.

Gerçekçi yönün en önemli temsilcisi, 1130-1200 yıllarında yaşamış olan Zhu Xi'dir. Zhu Xi, düzen prensibi (Li)'yi eter maddesi (Qi)'den kesin olarak ayırıp ona metafizik bir anlam verdi. Bu değişiklikle düzen prensibini "biçim verme düzeyi"nin üstünde (İdealar kuramına bkz.) görerek en yüksek olarak herşeyi kapsayan Li olarak Taiji'yi olarak gördü. Zhu Xi'nin herşeyi kapsayan düzen prensibi düşüncesi, Çin kültüründe değişme ve böylece Çin toplumunun daha yavaş gelişmesine sebep olan etmenlerden biri olarak görülür.

Neokonfüçyüsçülük'ün "Ülkücü (felsefe)|ülkücü" Xinxue akımı, Zhu Xi'nin ikiciliğini tenkît ederek "huy şuuru"nun (Çince: ; pinyin: xīn; düz olarak "kalp") ayrılmasına karşıdır. Bu akımın en ünlü temsilcisi, 1139-1193 yılları arasında yaşamış olan Lu Jiuyan'dır. Lu Jiuyan, zaman ve mekânın herkesin kalbinde veyâ huy şuurunda (xin) birleştiği inancındaydı. Bu sâhede bireyler, kosmik birliğe katılırlar.

Ming Hânedanlığı zamânında Neokonfüçyüsçülük

Wang Shouren

Ming Hânedanlığı sırasında Neokonfüçyüsçülük, hâkim devlet ideolojisiydi ve Qing Hândanlığı zamânında da devâm etti. Ming zamânında ülkücü yön önem kazanır ve bu zamandaki en ünlü temsilcisi, 1472-1529 yılları arasında yaşamış olup Wang Yangming olarak da bilinen bilgin ve politikacı Wang Shouren'dir. Wang hem "tabiat"ı (Çince: ; pinyin: xìng), hem de "kalb"i (Çince: ; pinyin: xīn; düz olarak "kalp, akıl, us") düzen prensibi Li'yle özdeşleştirerek "insancıllığı" (Çince: ; pinyin: rén; düz olarak "insancıllık, çekirdek içi") herşeyi ve varlıkları birleştiren sevgi olduğu görüşünü kabul etti. Wang, insanın tanımasıyla dış dünyâyı şekillendiğini, "doğuştan gelen bilgi"yle (Çince: 良知; pinyin: liáng zhī; düz olarak "sezilen bilgi") insanın ister istemez iyi harekete götüreceğini vurguladı. Wang Shouren'in eğitimi budist öğretiye dayandığı ve Chan meditasyonunu yaptığından felsefesinde budist etki çok görülür.

Wang Souren'den sonra gelen filozoflar, kökeninde onun felsefesini taşıyan birçok farklı ekoller ve okullar kurmuşlardır. Bu ekolleri kabaca üç grupta toplamak mümkündür:

  1. Gerçekçi okul: Bu okul, kendini uygarlaştırmayla devlete ve topluma karşı görevler arasında bir denge aramıştır.
  2. Chan meyilli okul: Chan'a olan meyili artarak sonunda bu görüşe karışıp kayboldu.
  3. Taizhou okulu: En ünlü temsilcileri, 1483-1540 yılları arasında yaşamış olan kurucu Wang Gen'le 1527-1602 yılları arasında yaşayıp geleneksel Konfüçyüsçülük'e saldıran ve sınırsız bir doğacılığı, eşitlikçiliği, kendiliğindenliği nasîhat eden Li Zhi'dir.

Mandşu Hânedanlığı ve Konfüçyüsçülük'ün çöküşü

Bununla birlikte daha sonraki dönemlerde yaşamış Neokonfüçyüsçü filozoflar, felsefelerinin kökenine yönelip idealistik ülkücü bakış açısını göreli olarak görmüşlerdir. Daha maddeci olan bu akımın filozofları Huang Zongxi, Wang Fuzhi ve 1613-1682 yılları arasında yaşamış olan Gu Yanwu'dur. Sonuncu olarak zikredilenin eserlerinde bu eski akımlara olan yönelişten kaynaklanan bilimsel yaklaşım, yeni bir fenomen olarak kendini göstermektedir. Gu yazıtbilim, sesbilim, târihî coğrafya gibi teorik konuların yanı sıra daha gerçekçi konular olan mâdenler açmak ve özel bankalar kurmakla ilgilenmiştir. Kendisi burada en önemli kavramı ispat olan (Basitleştirilmiş Çince: 考证; Geleneksel Çince: 考證; pinyin: kăo zhèng; düz olarak "yazılı delillere göre doğrulamak") yeni tümevarımsal bir metot kullandığı görülmektedir. Bundan ötürü 18. ve 19. yüzyılda Çin bilginliğinde yorumlama yerine metinsel eleştiri yayılmaya başladı. Metinsel eleştiri sâyesinde Han zamânının Konfüçyüsçülük'ü tekrar keşfedildi ve üç yüzyıl boyunca Zhu Xi'ye yönelik Song ekolüyle rekâbet eden Han ekolü ilk kez oluştu.

19. yüzyıldan 20. yüzyıla geçerken bir onyıldan biraz daha uzun bir sürede Konfüçyüsçülük'ten bir çeşit Karşıt Konfüçyüsçülük oluştu. Geleneksel Çin felsefesinin en son temsilcilerinden olan ve 1858-1927 yılları arasında yaşayan Kāng Yǒuwéi, Konfüçyüsçülük'ü devlet dîni yapmaya çalıştı, fakat başarılı olamadı. Kendisi aynı zamanda Konfüçyüsçülük'ün en son temsilcisidir.

Çin sınırları dışında Konfüçyüsçülük

Çok erken zamanda Konfüçyüsçülük'ü ithâl eden Kore'de bilhassa 1501-1570 yılları arasında yaşamış Yi Hwang ve 1536-1584 yılları arasında yaşamış olan Yi I önemlidir. Bu filozoflar, Neokonfüçyüsçü düşünceyi analiz edip geliştirdiler. Bundan sonra Kore'de kısmen birbiriyle şiddetli mücâdele edip içişlerindeki gelişmeye etkisi olmuş değişik ekoller oluştu.

Japonya'da Konfüçyüsçülük'ün Han Hânedanlığı'ndan beri önemliydi. Ancak 17. yüzyılda Tokugawa-Bakufu zamânında bilginlerin ilgi duyduğu konu olmaya başladı. Geleneksel Konfüçyüsçülük'ten ve orijinal kaynakları incelemekten yana olan Kogaku'nun (古学) yanı sıra iki hâkim ekol kurulur: örnek olarak gördüğü Zhu Xi'ye göre adlandırılmış Shushigaku (古学) ve örneği Wang Yangming'e göre isim alan Yōmeigaku (朱子学). Japonya'da Neokonfüçyüsçülük'ün temsilcileri Fujiwara Seika (藤原惺窩; 1561-1619), Hayashi Razan (林羅山; 1583-1657), Nakae Tōju (中江藤樹; 1608-1648), Yamazaki Ansai (山崎闇斎; 1618-1682), Kumazawa Banzan (熊沢蕃山; 1619-1691), Kinoshita Jun’an (木下順庵; 1621-1698), Kaibara Ekken (貝原益軒; 1630-1714), Arai Hakuseki (新井白石; 1657-1725), Muro Kyūsō (室鳩巣; 1658-1734), Miwa Shissai (三輪執斎; 1669-1744), Miura Baien (三浦梅園; 1723-1789), Ōshio Chūsai (大鹽中齋; 1794-1837) ve Satō Issai (佐藤一斎; 1772-1859)'dur. Japon Neokonfüçyüsçülük'ten 17 ilâ 19. yüzyıllar arasında sonradan Japonya'nın ilk modernleşme adımlarına bâzılarının önemli etkisi olduğu bağımsız ekoller oluştu. Bunlara arasında Kokugako ve Mitogako sayılabilir. Bunun dışında Neokonfüçyüsçü bilgelerin Japonya'da dînî tenkit konusunda büyük rol oynamışlardır. Bu tenkitlerde Budizm çoğu zaman küçük düşürücü, yerli ve Budist olmayan geleneklerinse değeri yükseltilirdi (Shinbutsu-Shūgō'ya bkz.).

Neokonfüçyüsçülük, bunun dışında bugünkü Vietnam bölgesinde de etkisini gösterdi. Bu konuda 21. yüzyılın başına kadar az sayıda bilimsel eser vardır.

Kaynaklar

    This article is issued from Vikipedi - version of the 3/23/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.