Hamidiye Alayları

Osmanlı Ordusu
Hamidiye Alayları'nda görevli bir Kürt subay

Hamidiye Alayları ya da Hamidiye Hafif Süvari Alayları, Osmanlı padişahı II. Abdülhamit'in Doğu Anadolu'da oluşturduğu çalışmalarına 1890 yılında başlanılmış, 1891 yılında fiilen kurulmuş; Kürtlerden, Doğu Anadolu'da yaşayan Türk halklarından,[1][2] Türkmenlerden[3] ve Yörüklerden[4] oluşan Osmanlı birlikleridir.

Ermenilerin 13 Haziran 1878'de Berlin Konferansı'na "Ermenistan'a ilişkin Proje" sunması ve bu projenin olumlu karşılanmasından sonra Osmanlı Devleti sınırları içindeki terör ve katliam eylemleri hızlandı. Ermeni Hınçak ve Taşnak örgütleri düzenli ordu haline dönüştü. Rusya "Şark Vilayetleri"ne yönelik emellerini açıkça ifade etmekteydi ve işgal hazırlıklarına başlamıştı. II. Abdülhamit, doğu meselesi adı altında, Avrupalı devletler tarafından istenilen reformların, Hıristiyan tebaa için önce özerklik sonra bağımsızlık; Osmanlı Devleti için de zayıflama ve parçalanma anlamına geldiğini düşünüyordu. Bölgede "asayişin temini, Ermeni şaki ve katillerin tedip edilmesi ve Rus işgaline karşı" halktan silahlı güçler oluşturmayı kararlaştırdı. Bu sebeple, 1890 yılı sonrasında Doğu Anadolu'da bir Ermenistan devletinin kuruluşunu engellemek amacıyla Hamidiye Alayları'nın kurulmasını sağladı.

Kuruluş sebepleri

Resmi kaynakların dışında, Hamidiye Alaylarının kuruluş gerekçeleri farklılık arzetmektedir. M.S. Lazarev, Hayal Olan Kürdistan ve Kürt Sorunu isimli kitabının 151. sayfasında alayların kuruluş gerekçesini şöyle açıklamaktadır:

"Hamidiye Alayları ile, Kürtleri Rusya karşısında güçlü bir askeri siper, İran'a karşı saldırı aracı durumuna getirme amacı yanında önemli amaçlarından biri, Kürtleri Türk idari makamlarının sıkı gözetimi altında durmaya alıştırmaktı. Bununla birlikte, Hıristiyan ulusal azınlıkların, özellikle de Ermenilerin yükselen özgürlük hareketlerine karşı kullanmak amacıyla kuruldu."[5]

Nihat Gültepe, alayların kuruluş amacını şöyle açıklıyor:

"Hamidiye Alayları'nın kurulması ile şunlar amaçlanmıştır: Askeri disiplin içine alınan aşiretlerden Doğu Anadolu için kolluk kuvveti olarak faydalanmak, düzenli süvari birlikleri oluşturarak, olası bir Rus işgaline karşı elde hazır kuvvet oluşturmak, dış tahriklere kapılan ve isyana kalkışacakları açık olan unsurları yola getirme, aşiretleri iskan ettirmek ve bunları medenileştirmek; onları disiplin altına alarak eğitmek, aşiret kavgalarına son vererek bu yöndeki bütün potansiyeli devlet lehine kullanmak, bu vesile ile yol, köprü, okul binaları vs. yaparak Doğu Anadolu'nun imarına çalışmak."[6][7]

Kuruluşu

Dördüncü ordu kumandanı Müşir Zeki Paşa'nın da desteklediği bu projeye, paşaların büyük bir kısmı karşı çıktı. Buna rağmen Abdülhamid, Zeki Paşa'yı bu işle görevlendirdi. Kendisine Erzincan'ı merkez seçen Müşir Zeki Paşa, 1891 ilkbaharında faaliyete geçti. İlk iş olarak Mirlivâ Mahmûd Paşa'yı Van, Malazgirt, Hınıs taraflarına gönderip aşiretlerden Hamidiye Alayları'nın kurulumunu başlattı. Bu faaliyet beş yıl sürdü. 1896'da Erzincan, Dersim, Erzurum, Diyarbakır, Van, Malazgirt, Urfa ve doğuda daha birçok yerde Hamîdiye Süvâri Alayı meydana getirildi. Bu dönemde sâdece Erzurum vilâyeti dâhilinde 8 alay kuruldu.

II. Abdülhamit'in emri ile alaylar, İbrahim ve Kerim paşalar tarafından kurulmaya, alt yapıları oluşturulmaya başlandı. Böylece, Türk tarihinde ilk gayrinizami harp usullerini uygulayanlar İbrahim ve Kerim paşalar olmuşlardır.[8].Daha sonra resmi statüde yapılan ilk düzenleme 1891 yılında olmuştur. 1896 ve 1910 yılında da bu yasa düzenlemelerden geçmiştir. İlk başta alay sayısı 50 civarında iken, zaman içinde alay sayısı artarak 1908 yılında 65 olmuştur. Teşkilat büyük ölçüde Vilayat-ı Sitte'nin Erzurum, Van, Bitlis, Diyarbakır ve Erzurum vilayetlerinde görülür. Sivas vilayetinde ise bir alay kurulmuştur. Kurulan alaylardan sadece 4 tanesi 5. Ordu, diğerleri ise 4. Ordu mıntıkasındadır. Ancak Anadolu dışında Trablusgarp'ta da bu teşkilatın kurulduğu görülmektedir.İsim olarak ise ilk kez 1880 yılında biraz farklı olmakla beraber Yemen'de görülür. II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesinden sonra teşkilatın mahiyeti ve adı değişmiştir. Hamidiye ismi 1910 yılında İttihat ve Terakki Partisi tarafından 1910 yılında son yapılan düzenleme ile Aşiret Hafif Süvari Alayları Nizannamesi ile ortadan kaldırılmıştır. Bu alayların ismi Aşiret Süvari Alayları olarak değiştirilmiştir.

Kaynakları ve altyapısı

Hamidiye Alayları'ndan bir süvari bölüğü

Hamidiye Alayları ile ilgili kanunun 19. maddesinde alayların yapısı ve kimliği hakkında şu bilgilere yer verilmiştir:

1891'de ilk olarak çıkarılan elli üç maddelik nizamnâmede Hamîdiye Süvârî Alayları'nın nasıl kurulacağı ve özelliklerinin nasıl olacağı açıklanmıştır. Buna göre; bu alayların isimleri Hamidiye Süvari Alayları'dır. Bu alaylar, dört bölükten az, altı bölükten fazla olmayacaktır. Her bölük; dört takımdan, her takım da 32 neferden az, kırk sekiz neferden fazla olmayacaktır. Her alay en az 512, en fazla 1152 kişiden meydana gelecektir. Her dört alay bir liva sayılacaktır. Büyük aşiretlere bir veya birden fazla alay, küçük aşiretlere ise birkaç bölük kurma hakkı verilecektir. Ancak alay kurulması ve eğitim maksadıyla aşiretlerin birleştirilmesi önlenecek, merkezi otoritenin veya ordu kumandanlarının emri ile sadece savaş zamanında birleştirilecekti. Her alaydan iki çavuş Ordu-yu Hümayun merkezine gönderilip mektep alayında eğitime tabi tutulacaktı. Ayrıca her alaydan bir çocuk seçilerek İstanbul'a gönderilecek, orada süvari mektebinde tahsil gördükten sonra mülazımlık (teğmen) rütbesiyle memleketine ve alayına dönecekti.

Asakir-i Hamidiye Süvari Alayları Kürt ve Arab aşairinden mürettep olduğundan bu akvama mensup olanlardan her birinin mensup olduğu kabail ve eşairin iktiza edegeldikleri şekil ve kıyafette bulunması münasip ve muvafık olacağından şimdilik üç nümune intihab olunmak...şarttır. Üzerlerindeki ahali-yi saireden fark olunacak surette alayın isim ve numarası yazılı bir alamet-i farika bulunacaktır."[9]

Alayların subayları ise İstanbul'da askeri eğitim görmüş aşiret çocuklarından oluşacaktı.Bu ihtiyacı karşılamak için İstanbul'da Aşiret Mektebi adıyla Askeri okullar kuruldu. Bu subaylar gösterdikleri başarılar ile üst mertebelere çıkabileceklerdi.

Ruslara yönelik olarak Şafii Kürtlerden oluşturulan Hamidiye Alayları amacına uygun faaliyette bulunmaz. Hamidiye Alayları daha çok eşkiyalık yapar. Ermeni ve Alevi köylerine baskınlar düzenleyip çapulculuk yaparlar 23 Temmuz 1908 ‘de İkinci Meşrutiyet’in ilanından hemen sonra Eylül 1908 ayında Kürt Hamidiye Alayları’nın silahlarını ellerinden almak isteyen İttihat’çılar bunu başaramazlar.

Şafii Kürtlerin ağa ve aşiret reislerinin çocuklarının eğitildiği İstanbul’daki “Aşiret Mektebi”nde ve Hamidiye Alaylarında ise Kürt milliyetçiliği filizlenmiş ve örgütlenmeye başlamıştır. Bu durum Doğu Anadolu’da Alevi-Şafii çatışmasını beraberinde getirir. Sonuçta; Okul Müdürü Kolağası Kamil Bey; “bunlar aşiret değil haşerat!” der...

40. Alay Sivas'ta olup, Mihrali Bey tarafından Kars'tan Sivas'a yerleşen Karapapak Türklerinden teşkil edilmiştir. 1892 yılında kurulmuştur. Diğer alaylar civariyet itibariyle birbirine yakın olmasına karşılık 40. Alay onlardan ayrı, bağımsız ve müstakil görülmektedir. Bu yüzden diğer alaylar livalar şeklinde örgütlenmişken 40. Alay diğerlerinden uzak olduğu için herhangi bir livaya bağlanmamıştır. Doğrudan doğruya Sivas Fırkası'na bağlı olarak kalmıştır. Bu alayın en önemli özelliklerinden birisi, mensuplarının çoğunun Mihrali Bey ile birlikte 1877-1878 Rus savaşında Kafkas cephesindeki savaşlarda görev yapan kahramanlardan meydana gelmiş olmasıdır. Diğer yandan 40. Alay, tarihimize Komutanı Mihrali Bey ile birlikte 1905 yılında Yemen'e gitmesi ile geçmiştir. Mihrali Bey başta olmak üzere alayın büyük kısmı Yemen'den gelememiştir.

Sultan Abdülhamid'in tahttan indirilmesinden sonra iktidara geçen İttihad ve Terakki partisi, Hamidiye Alayları'nın teşkilatını lağvetti. Aşiret hafif süvari alayları adıyla yeniden düzenlendi ve sayıları da azaltılarak 24'e indirildi. Doğuda meydana gelen Ermeni isyanlarında önemli faydası görülen bu alaylar, Balkan Savaşı'nda yerinden oynatılmadı.

1913 yılında, alaylar yeni bir teşkilatlanma içerisine sokularak ihtiyat süvari alayları adı altında, iki fırka halinde, merkezi Erzurum olan Dokuzuncu kolorduya bağlandılar. I. Dünya Savaşı'nda doğuda dinç ve zinde olarak Ruslara karşı çarpışan bu alaylar, Rus birliklerini geri çekilmeye zorladılar. Ermenilerin tehcir edilmesinde etkin oldular.

Sıra Aşiret Yeri Süvari Piyade Toplam
1 Sipkan Tutak 400 250 650
2 Sipkan Hosuna 400 175 575
3 Sipkan Cemal Verdi 400 225 625
4 Zilan Toprakkale 250 360 610
5 Zilan Karakilise 450 250 700
6 Karapapaklar ve Kürtler Eleşkirt ve Karakilise 400 150 650
7 Karapapaklar ve Kürtler Tulak - Kalakilise 300 200 500
8 Keşvan Hasankale 200 175 475
9 Şapikan ve Badayan Kızıldiz 250 325 575
10 Taşkesen, Diyadin Kasatkanlı 198 350 548
11 Mikaili Karakilise, Diyadin 175 325 500
12 Hamdiki, Başımi, Hal Hesini Karakilise, Diyadin 225 350 525
13 Haydaran Bergiri Muradiye 200 318 518
14 Haydaran Bergiri Muradiye 175 350 525
15 Şevli Van, Timar 200 350 550
16 Kalıkan, Livi Erciş 255 270 525
17 Mukuri Saray 215 315 530
18 Takarı Zermaniz, Saray 300 380 680
19 Milli, Şemsiki Saray 225 425 650
20 Şkeftka Eblak 327 213 540
21 Adaman, Zilan, Hecidıran Erciş 250 275 525
22 Haydaran Erciş 175 350 525
23 Haydaran Adilcevaz 200 350 550
24 Heydaran Erciş 175 350 525
25 Marhoran Adilcevaz 250 300 550
26 Hasenan Hınıs (Kumdeban) 335 205 540
27 Hasenan Malazgirt 340 200 540
28 Hasenan Malazgirt (Diknuk, Dinbut) 304 230 534
29 Hasenan Moranköyü 310 230 540
30 Hasenan Bullanık 308 232 540
31 Cibran Gümgüm 308 232 540
32 Cibran Hınıs 310 235 545
33 Cibran Varto 315 330 545
34 Zirkan Tekman 300 250 550
35 Zirkan Söylemez 375 500 875
36 Cibran Kiği 285 265 550
37 Celali Bayezit (Örtülü kışlağı) 305 370 540
38 Celali Bayezit (Şeyhlu kışlağı) 300 240 540
39 Takori Mahmudiye (Saray) 305 301 606
40 Kafkasya muhacirleri Sivas 275 500 775
41 Milli Mardin 275 265 540
42 Milli Siverek 255 375 630
43 Milli Siverek 303 247 550
44 Karakeçili Siverek 305 225 530
45 Kikan Res ül Eyn, Mardin 350 270 620
46 Tay (Arap) Nusaybin 445 185 630
47 Karakeçili Siverek 310 230 540
48 Miran Cezire 335 205 540
49 Miran Cezire 308 232 540
50 Ertoşi Başkale,Norduz 375 300 625
51 Kays Urfa 450 200 650
52 Kays Harran 400 150 550
53 Berazı Urfa 250 300 550
54 Berazı Urfa 300 300 600
55 Berazı Urfa 275 300 575
56 Gevdan Hakkâri 200 300 500
57 Şadili Hasankale 300 250 550
58 Adaman Erciş 200 350 550
59 Pinyan Hakkâri 150 400 550
60 Şidan Hakkâri 350 300 650
61 Kasıkan Söylemez 250 300 550
62 Kiki Harran 250 350 600
63 Milli Viranşehir 550 250 800
64 Milli Viranşehir 600 225 825
65 Belideyi Erciş, Patnos, Malazgirt 250 200 450
* TOPLAM * 19306 18410 37581

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. Palmer, Alan, Verfall und Untergang des Osmanischen Reiches, Heyne, München 1994 (engl. Original: London 1992), pp. 1-448, ISBN 3-453-11768-9, S. 249, 258 und 389
  2. van Bruinessen, Martin, Agha, Scheich und Staat - Politik und Gesellschaft Kurdistans,S. 248: van Bruinessen erwähnt die „gelegentliche“ Rekrutierung eines „türkischen“ Stammes („Quarapapakh“)
  3. Shaw, Stanford J. & Ezel Kural Shaw, Reform, Revolution, and Republic: The Rise of Modern Turkey, 1808-1975, in: Shaw, Stanford Jay, History of the Ottomoman Empire and Modern Turkey, 2, pp. I-XXV + 1-518, Cambridge University Press, Cambridge et al. 1977, ISBN 0-521-21449-1 + ISBN 0-521-29166-6, S. 246
  4. Öhrig, Bruno, Meinungen und Materialien zur Geschichte der Karakeçili Anatoliens, in: Matthias S. Laubscher (Ed.), Münchener Ethnologische Abhandlungen, 20, Akademischer Verlag, München 1998 (Edition Anacon), zugleich Inaugural-Dissertation zur Erlangung des Doktorgrades der Philosophie an der Ludwig-Maximilians-Universität zu München, München 1996, 1-355 + 2 S., ISBN 3-932965-10-8, S. 36, u. a. mit Verweis auf Ş. Beysanoğlu, Ziya Gökalp´in İlk Yazı Hayatı - 1894-1909, Istanbul 1956, S. 164-168
  5. M.S. Lazarev, Kürdistan ve Kürt Sorunu sy. 151
  6. Nihat Gültepe, Hayat Tarih Mecmuası, Temmuz 1976 sy. 48
  7. Türkiye'de İstihbaratçılık ve Mit, Erdal Şimşek, sy 56
  8. Türkiye'de İstihbaratçılık ve Mit, Erdal Şimşek, sy 57
  9. Türkiye'de İstihbaratçılık ve Mit, Erdal Şimşek, sy 59
This article is issued from Vikipedi - version of the 1/4/2017. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.