Asit yağmuru

Çek Cumhuriyetindeki Jizera dağlarında asit yağmurunun etkisi

Asit yağmuru, asidik kimyasalların yağmur, kar, sis, çiy veya kuru parçacıklar halinde yeryüzüne düşmesine verilen isimdir. Atmosfere yayılan kükürtdioksit azotdioksit ve karbondioksit gazlarının kimyasal dönüşümlerden geçtikten sonra bulutlardaki su damlacıkları tarafından emilmesi ile oluşur. Daha sonra bu damlacıklar yeryüzüne yağmur, kar gibi yollarla düşerler. Bu toprağın asitlik miktarını arttırır ve tatlı su kaynaklarının kimyasal dengesini bozar.

Havadaki tipik çap konsantrasyonunda oluşan yağmurun pH'ı 5.6 civarındadır. Bu yüzden pH'ı 5.6'nın altındaki yağmur asit yağmuru olarak nitelendirilir.

Ama doğal asit kaynakları yüzünden yağmurun pH'ı zaten 4.5 ile 5.6 arasında değiştiği için 5.0'ın altı daha doğru bir ölçü olarak nitelendirilebilir.

Asit yağmuru akarsuların zehirlenmesi ve yüksek irtifalardaki ormanların zarar görmesinin başlıca sebeplerindendir.

Tarihçe

Endüstri devriminden beri atmosferdeki kükürt ve azot oksitlerinin seviyesi arttı. Yoğun endüstrinin olduğu yerlerde ara sıra 2.4 gibi pH oranları (sirkeninkine eşit) okunmaya başlandı. Çin Halk Cumhuriyeti, Doğu Avrupa, Rusya gibi yerlerde ve rüzgarın bulutları bu ülkelerden taşıyıp yağmur bıraktıkları yerlerde asit yağmurları ciddi bir problem olmaya başladı. Bu bölgelerin ortak özelliği kükürt açısından zengin olan kömürü elektrik ve ısı üretiminde kullanmalarıdır. Yerel kirliliği düşürmek için yapılan yüksek bacalar dumanı atmosferin hareketli olan bandına taşıdığı için asit yağmurlarının yayılmasına katkıda bulundu. Asit yağmurlarından en çok nasibini alan yerler kirliliğin kaynağından uzaktaki çap Asit yağmurları ilk olarak Endüstri Devriminin önemli şehirlerinden [İngiltere] [Manchester]'da farkedildi. 1852'de Robert Angus Smith [[hava kirliliği] ile asit yağmurları arasındaki ilişkiyi farketti.1894'de keşfedilmiş olmasına rağmen 1960'larda bu olay bilim camiasının ilgisini çekmedi. Ölü göllerden birini inceleyen İlk bilim adamı Kanadalı Harold Harvey oldu.

Adirondack Konsülü santral emisyonlarının azaltılmasını savunan en önemli organizasyonların başında gelir. Yayınladıkları "Acid Rain: A Continuing National Tragedy" (Asit yağmurları: Süregiden bir ulusal trajedi) isimli raporda bu olguyla ilgili önemli bilgileri açıklamışlardır.

Asit yağmurlarına yol açan emisyonlar

Asit yağmurlarına yol açan gazların en önemlisi kükürtdioksittir. Kükürtlü bileşiklerin kullanımı üzerindeki kontrol arttıkça nitrojen oksit de önem kazanmaktadır. Senede 70 Tg(S) SO2 fosil yakıt tüketimi ile endüstriyel tüketim sonucunda, 2.8 Tg(S) orman yangınlarından, 7-8 Tg(S) de yanardağlardan atmosfere karışmaktadır.

Doğal kaynakları

Asit yağmurlarına sebep olan gazların, doğada bulunan en önemli kaynağı yanardağlardır. Karada, bataklıklarda ve okyanusta yaşayan bazı canlılar da bu biyolojik süreçlerin sonucunda bu gazları yayarlar.

İnsan faaliyetleri

Asit yağmuruna yol açan en önemli faktör insan faaliyetidir. Elektrik üretimi, fabrikalar ve motorlu araçlar gibi pek çok insan yapımı nesne zararlı gazları atmosfere bırakır. Bu gazlar asite dönüşüp yere geri düşmeden önce yüzlerce km taşınabilirler.Ayrıca asit yağmuruna neden olan sebeplerden en önemlisi parfüm ve deodorantlardır.

Asit yağmurlarının insan sağlığına etkileri

Asit yağmurlarının özellikle tarım alanları etkilemesi direk olarak insan ve diğer canlılarının etkilenmesine neden olacaktır. Asit yağmurlarının insan sağlığı üzerindeki etkileri konusunda üzerine yapılan araştırmalar sonucunda asit depolanmasının insan sağlığı üzerinde dolaylı ve dolaysız olmak üzere 2 tür etkisi belirlenmiştir. Bu güne kadar yapılan araştırmalar henüz asit depolanmasının insanlar üzerinde dolaysız bir etkisini belirleyememiştir.
Bununla beraber deri, göz ve solunum sistemindeki direkt etkileri dikkat çekicidir. pH 4.6’ ya kadar asitlenmiş göl sularında insan ve tavşan denekleri üzerinde yapılan araştırmalarda belirli bir takım etkiler belirlenmiş, pH’ ın 4 ten düşük olduğu değerlerde gözde tahriş ve kızarıklık oluşmuştur. Asidik zerrecikler genellikle sülfürdioksit ve nitrikoksitlerin atmosferdeki dispersiyonu ile oluşur. Sonuçta oluşan nitrik ve sülfürik asit diğer partiküller (toz, is, kurum, duman vs) üzerine yapışır.

Bu partiküllerin direkt olarak solunması bu asidik yapıların doğrudan akciğerlere kadar gitmesine neden olmaktadır. Asit yağmurları salt insan sağlığına değil,heykel,büst gibi doğal taşlardan yapılan sanat eserlerine zarar vermektedir.

[1]

Kaynakça

This article is issued from Vikipedi - version of the 1/3/2017. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.