Kader

"Manifest Destiny" adlı ABD'de Tanrı adına Pasifik Okyanusu'ndan başlayarak Atlantik Okyanusu'a kadar dini inancı yayan mitolojik yansıma. 1872'de sanatçı John Gast tarafından yapılan bu resimde "karanlık" batıya doğru seyahat eden yerlilere doğru doğu tarafından Tanrı'nın tanıği olarak melek "ışık" getirmektedir.

Kader (Arapça: قدر, İngilizce: Destiny, fate; felsefedeki adıyla determinizm), bütün olayların önceden ve değişmeyecek biçimde düzenlediğine inanılan ezeli takdir. Alın yazısı, Yazgı veya Mukadderat olarak da anılır. Kader kavramı birçok farklı din ve felsefi akımda önemli bir yer tutar.

Dinde kader

Musevilikte kader

Museviliğe göre bir insanın kaderi, tüm hayatı boyunca baştan yazılmaz ve bir yıl önceki hâl ve hareketlerine göre yıllık olarak yazılır. Bir yıl boyunca iyi ve hayırlı işler işleyen kişilerin kaderi bir yıl sonrası için iyi yazılır.

Bir Musevi, Musevi yılbaşısı olan Roşaşana ile Yom Kipur arasındaki 10 gün boyunca İbranice teşuva adı verilen bir vicdan muhasebesi yapar. Teşuva geriye dönme anlamına gelmektedir. On gün boyunca, o yıl içinde yapılan tüm hatalı davranışlar gözden geçirilir, insanlara karşı yapılan haksızlıklar için Tanrı'dan af dilemek yetmez, o insanlardan da özür dilenmeli ve helalleşilmelidir. Tanrı'ya karşı işlenen suçlar içinse tövbe edilir.

9. günün akşamı güneş batmadan bir saat önce Yom Kipur orucuna başlanır. 26 saat aralıksız sürecek olan oruç boyunca çeşitli tövbe duaları edilir. 26. saatin sonunda, orucun bittiğini belirten Şofar (boru) çalındığında, Tanrı'nın gelecek için insanların yeni kaderlerini yazdığına inanılır.

İslam inancında kader

Sünni Kelâm âlimlerince kader, ezelden ebede kadar hayır ve şer meydana gelecek bütün hadiselerin Allah katında bilinmesi ve takdir edilmesi şeklinde tanımlanır. Ehli Sünnet itikâdına göre kadere iman imanın şartlarındandır ve amentünün bir parçasıdır.[1]

İslâm ilâhiyatında kader, determinizm, insanın iradesi ve sorumluluğu gibi konular geniş tartışmaların konusu olmuştur. Tartışmaların ana ekseni "Eğer istek, irade ve fiillerimiz dahil her şey ilahi bir kader ve takdirin ürünü ise, insan yaptıklarından dolayı niçin sorumlu tutulsun?" problemi ile ilgilidir.

İslam'da kader tartışmaları

Bazı ilâhiyatçı yazarlara göre "kadere iman" İslam âkaidinde bir Emevî doktrinidir.[2] İlâhiyatçı yazar İhsan Eliaçık'a göre Kur'anda ölçü ya da kapasite anlamında bir kader ibâresi bulunmakta, ancak İslam'da kadere iman diye bir Kur'an hükmü bulunmamaktadır.[3]

Kader'in varlığına ilişkin bazı kanıtlar ileri sürülür. Buna göre gelecekten haber veren peygamber mucizeleri, kehanetler kaderin varlığını ispatlayan olgulardır. Ancak bu mucizelerin sonradan uydurulmuş hadislerle oluşturulduğu[4] kehanet kaynağı olan ifadelerin, sonradan yapılan yorum ve katkılarla gelecekten haber veren sansasyonel dörtlüklere dönüştürüldüğü bazı şüphecilerin ortaya koyduğu bulgulardandır.[5]

Türk halk kültüründe "Alınyazısı"

“Yazgı” olarak da söylenir. Yeryüzündeki pek çok toplumda insanın yaşayacaklarının önceden tanrısal bir güç tarafından belirlendiği ve bazı kültürlerde ise bunun bir yere yazılmış olduğu inancı bulunur. Türk kültüründe ise bu yazının insanın alnında olduğu düşünülürdü. Kader anlayışı pek çok inançta mevcut olup insanın başına geleceklerin büyük bir kısmının kendi elinde olmadığı inancına dayanır. Sözcük; "yazı" kelimesiyle ve "yazmak" fiiliyle aynı kökten gelir[6].

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 1/4/2017. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.